ŞEHİR EFSANELERİ

mimar sinan

10.02.2007 17:16:34


1950-60 arası bir tarihte inşaat mühendisi, mimar ve jeofizikçilerden oluşan bir Japon heyeti Türkiye’ye gelmiş. Heyet İmar ve İskan Bakanlığı’ndan izin alarak ülkemizdeki tarihi yapıları incelemeye başlamış. Ayasofyayı, Yerebatan Sarnıcını filan gezdikten sonra sıra Sinanın kalfalık eseri Süleymaniye Camisi’yle Sinan’ın öğrencisi Mimar Davut Ağa’nın eseri Sultanahmet Camisi’ne gelmiş.

Japonlar bu camiler üzerinde günlerce inceleme yapmışlar. Her geçen gün şaşkınlıkları daha da artıyormuş. Çünkü Japonlar daha ilk incelemede camilerin gevşek bir zemin üzerine inşa edildiğini anlamışlar. Ama bunca yıl, bu camilerde bir çatlak dahi olmamasına akıl sır erdirememişler. Bunun üzerine Türkiye programının gerisini tamamen iptal edip, bu iki cami üzerine yoğunlaşmışlar.

Araştırmalarının sonucunda herhangi bir sarsıntı sırasında bu iki caminin sabitlenmediğini aksine yerinde oynayarak yıkılmaktan kurtulabildiği ortaya çıkmış. Minareleri incelediklerinde ise dumurları ikiye katlanmış. Minarelerin çok daha gelişmiş bir raylı sistem mekanizması üzerine oturtulduğunu ve her yöne yaklaşık 5 derece yatabildiğini görmüşler.

Daha derin araştırma yapmak için Edirne’ye, Sinan’ın ustalık eseri Selimiye Camisi’ne gitmişler. Ordaki olağanüstü sistemleri görünce iyice dumur olmuşlar. Selimiye’nin tüm sırlarını aylarını harcayarak çözmüşler. Japonya’ya döndüklerinde ise Sinan’ın sırlarını uygulamaya sokarak şehirlerini Sinan’ın kullandığı sistemlerle kurup muazzam gökdelenler dikmişler. Yani şuan gelişmiş ülkelerin gökdelen yapımında kullanıldıkları çoğu sistem, yüzyıllar önce Sinanın geliştirdiği mekanizmalarmış.

Ekleyen/Kaynak: divane_8765



Bu bölüme Efsaneler ekleyebilirsiniz. Efsaneler eklemek için tıklayın

Yorumlar [ Yorum Yaz ]

Yazan: Murat Işık    9.03.2016 22:18:22

Beyler imkansız diye bir şey yok. Hele ki bunu Mimar Sinan yaptıysa. Rayların üstüne Cami yerleştirmiş ve onun doğudaki minaresini altından yaptıran bir adamdan bahsediyoruz.


Yazan: bvh    28.09.2012 19:11:51
yazık
okuyunca şaşırdım tarihimizi doğru ve tastamam şekilde öğretmedikleri için kendi atalarımızdan öğrenip uygalayan yabancılara ağzımızı açıp bakıyoruz
yazık ülkenin gidişatına acıyorum eğitim desen berbat siyaset desen halkı düşünen yok herkes işine göre davranıyor


Yazan: AtaTürkiye    3.10.2011 21:23:37
İnanmayanlar
Siz inanalara kızıyorsunuz neye dayanarak inanıyorsunuz diyorsunuz. Peki siz neye dayanarak inanmıyorsunuz. Olabilir. Belki hepsi hurafedir ancak yine de biraz saygı duyamaz mıyız? Ben inanıyorum. Mimar Sinan'ın doğa üstü bir zekası olduğuna ve eserlerindeki olağanüstülüğe inanıyorum. Çünkü ben Osamnlı torunuyum ve değerlerime sahip çıkmak istiyorum. HEm eğer hurafe olsaydı her sitede bunlara rastlamak pek mümkün olmazdı. Farklı farklı hikayeler olurdu. Ben buna dayanarak inanıyorum. Peki siz neye dayanarak inanmıyorsunuz?


Yazan: ayhan cetıntas    7.09.2011 22:30:49
bıraz dıkkat
ya ıyı guzel her seye eyvalla da mımar sınan ın ogrencısı davut aga dıye yazmıssınız ıyı de sultan ahmet camısının mımarı davut aga deıl sedefkar mehmet aga deıl mı ya bu yazıyı yazanlar olumune sallamıslar ya da can sıkıntısından ne yapacaklarını sasırmıslar ayrıca bazı kaynaklar da sultan bırıncı ahmetın camının temelın de calıstıgı yazıyor bu uydurmadır sadece temelıne ılk olarak altından bır kazmayla vurmak suretıyle kendısı baslatmıstır


Yazan: lostlowe    13.09.2010 14:41:05
türküz çünkü..
ne hurafe nede sacma arkadaslar hıcmı tarıh ıle ılgınız yktur. tamam belkı abartılmıstır yada birin ustune bın katılarak ayzılmıstır ama bı dusunun o donemde mımarımızın neler basarabıldıgını hala ayakka kalabıldıgını eserlerının.. ben bravo dıyorum..


Yazan: tdk    2.06.2010 15:21:24

Ayrıca... yok, "tarihimizi okuyun", yok "şöyle edin, böyle yapın" diye bilmişlik yapan arkadaşlar araştırmadan konuşmasınlar. Anlıyorum, hepimiz gurur duyuyoruz. Ama olmayan şeylerle değil de, olanlarla övünelim lütfen.


Yazan: tdk    2.06.2010 15:19:31
Hurafedir
Şöyle bir versiyonu daha vardır:
1950-60 arasi bir tarihte insaat muhendisi, mimar ve jeofizikçilerden olusan bir japon heyeti turkiye'ye gelmis. heyet imar ve iskan bakanligi'ndan izin alarak ulkemizdeki tarihi yapilari incelemeye baslamis. ayasofyayi, yerebatan sarnicini filan gezdikten sonra sira sinanin kalfalik eseri suleymaniye camisi'yle sinan'in ogrencisi mimar davut aga'nin eseri sultanahmet camisi'ne gelmis. japonlar bu camiler uzerinde gunlerce inceleme yapmislar. her geçen gun saskinliklari daha da artiyormus. cunkü japonlar daha ilk incelemede camilerin gevsek bir zemin uzerine insa edildiğini anlamislar. ama bunca yil, bu camilerde bir catlak dahi olmamasina akil sir erdirememisler.
bunun uzerine tuürkiye programinin gerisini tamamen iptal edip, bu iki cami üzerine yogunlasmislar.
arastirmalarinin sonucunda herhangi bir sarsinti sirasinda bu iki caminin sabitlenmediğini aksine yerinde oynayarak yikilmaktan kurtulabildiği ortaya çikmis. minareleri incelediklerinde ise dumurlari ikiye katlanmis. minarelerin cok daha gelismis bir rayli sistem mekanizmasi uzerine oturtulduğunu ve her yone yaklasik 5 derece
yatabildiğini gormusler.
daha derin arastirma yapmak için edirne'ye, sinan'in ustalik eseri selimiye camisi'ne gitmisler. ordaki olaganustu sistemleri gorunce iyice dumur olmuslar. selimiye'nin tüm sirlarini aylarini harcayarak cozmüsler. japonya'ya donduklerinde ise sinan'in sirlarini uygulamaya sokarak sehirlerini sinan'in kullandigi sistemlerle kurup muazzam
gokdelenler dikmisler. yani su an gelismis ulkelerin gokdelen yapiminda kullanildiklari cogu sistem, yuzyillar önce sinan'in gelistirdigi mekanizmalarmis.
bir gun selimiye camii'ne girenler, kubbenin altiında bir japon'un ayaklarini kibleye doğru uzatmis sirtustu yattigini gormusler tabii hemen japon'u, "burasi kutsal bir yer. bu sekilde yatmak bizim inanclarimiza gore saygisizliktir. lutfen oturun veya ayakta durun" diyerek uyarmislar. ancak, japon trans vaziyetteymis, gozlerini kubbeden ayirmadan soyle sayikliyormus: "bu imkansiz. ben yillarin muhendisiyim. bu kubbe var olamaz. hayal goruyorum. bu kubbenin orada o sekilde durmasi fizik ve matematik kurallarina aykiri. bu imkansiz, orada hicbir sey yok,orada hicbir sey yok..."
selimiye camisisinin zemini gevsek toprakmis. bu nedenle minarelerinin yakin zamanda yikilacagi farkedilimis. uluslararasi bir grup bilimadami toplanmislar. nasil kurtaririz bu tarihi minareleri diye kafa kafaya vermisler. sonucta en son teknoloji olan metal kelepcelerle minarelerin temellerini sabitlemenin en iyi cozum olduğuna karar vermişler. minarelerin temellerini acinca, koymayi dusundukleri kelepcelerin aynisiyla karsilasmislar. mimar sinan bilmem kaç yüzyil once ayni seyi dusunmus megerse mimar sinan'in selimiye camii'nin kubbesini o genisliğe oturtmak için 13 bilinmeyenli bir denklemi matematiğin bilinen 4 ana isleminden farkli besinci bir islem yaratarak cozdugu soylenir. ayrica minarelerin serefelerine cikanlarin yolda birbirlerini gormemeleri ise buyuk bir bir dehanin urunudur. almanlar ayni sistemi meclislerinin onundeki dev kurede kullanmislar. mimar sinan bu sistemi 2 metre capindaki minarelere yuzyillar once monte edebilecek bir dehadir. almanlarin dehasi ise, o cirkin metal yiginina selimiye'den fazla turist cekebilmelerindedir.

Yukarıdaki ve benim yazdığım iki hikaye de hurafedir. Efsane değildir, zira edebik bi özelliği olmamakla birlikte, doğaüstü bi özelliği de bulunmamaktadır:
bu anlatılan ve internette devamlı dolaşan ''hurafeler'' tamamen gerçek dışıdır ve belirtilen ayrıntıların pozitif ilimle ve mühendislikle ilgisi yoktur. aşağıdakileri anlatmayı kendime görev bildim:
* süleymaniye camii yapı ömrü boyunca hiçbir zaman yıkılma tehlikesi ile karşı karşıya kalmamıştır.hatta 1999 depremini bile sadece kaplama malzemelerindeki hasarlarla atlatmayı başarmıştır.
* caminin taşıyıcı elemanlarının kemerler olduğu doğru fakat ortadaki kilit taşlarının taşıyıcının kritik parçası olduğu gerçekten uzaktır.
* anlatıldığı şekilde ülkenin yetkin mimar ve mühendislerinin toplanıp bir taşı nasıl değiştireceklerini akıl edememeleri, tesadüfen bir not bulmaları tamamen masalsı bir anlatımın ürünüdür. yaklaşık 20 senedir mühendislerin kullanımında olan ve 'pachometre' adıyla bilinen cihaz ile betonların ardındaki demirler , kimyasal metotlarla taşların dokusu, zaman içinde girdiği reaksiyonlar bile rahatlıkla gözlemlenebilmektedir.
* bahse konu mimar sinan'ın mektubunun topkapı sarayında saklanıyor olması da yalnızca bu hurafeyi inandırıcı kılma çabasıdır. böyle bir mektubun var olmadığı türkiye mühendislik haberleri dergisinde belirtilmiştir.
* gerek sultanahmet gerekse süleymaniye camii istanbul'un meşhur 7 tepesinden ikisinin üzerine inşaa edilmişlerdir . zeminlerinin gevşek zemin sınıflandırmasına girmesi mümkün değildir. hatta sultanahmet camisinin inşaası sırasında sert zemin sebebiyle inşaat süresi (1612-17) uzamıştır.camilerin yerinde oynaması, minarelerin raylı olması sadece saçmalıktır.
* yüksek yapı teknolojisi ise dünyada çelik endüstrisinin gelişmesi ve çelik yapı inşaasındaki ilerlemelerin neticesinde uygulanabilirlik kazanmıştır. yüksek yapı inşaatındaki ilkeler genel anlamda elbette ki tüm yapılarda
kullanılan mühendisliğin ana prensiplerinden faydalanılarak oluşturulmuştur.dolayısıyla inşaat mühendisliği'nin bu önemli dalının prensiplerinin 1550 yılında oluşturulduğunu iddia etmek mantıkla bağdaşmamaktadır.
* sultanahmet camisinin mimarı davut ağa değil, sedefkar mehmet ağa'dır ve bu üstat sinan'ın öğrencisi olmamıştır.
* sedefkar mehmet ağa önemli bir san'atkar olup sultanahmet camisi taşıdığı sanatsal özelliklerle süleymaniye camisinden üstün sayılmaktadır. şöyle ki, sultanahmet camii'nin mimari tarzi öteki camilere göre, birçok bakimdan farklidir. mesela süleymaniye'de kubbeyi esit ve paralel kenarli dayanaklar tuttugu halde, sultanahmet camii'nin kubbesi yuvarlak ve iri sütunlar halindeki filayaklarina oturmaktadir. orta kubbe dört sivri kemer üzerine oturtulmus, köseleri pandantifle doldurulmustur. yarim kubbelerin kenarlari da sivridir. isik süzülmesini kolaylastirmak için pencere ve kemerler de degisik bir stilde yapilmistir. isigin cami duvarlarini süsleyen renkli çinilere degisik sekillerde yansimasi düsünülmüs, pencere camlarina buna göre renkler verilmistir. sultanahmet'in asil özelliklerinden biri, bol isikli, diger çinilerinin essiz birer sanat eseri olusudur. yüzyillar içinde eskiyen veya kirilan bazi camlari degistirilirken, ayni renkler tutturulamamistır. bu yüzden cami yapilisindaki zamana göre isik-enklerinden kayba ugramistir. buna ragmen sultanahmet'in iç aydinligi bugün hiçbir mabedde yoktur. sultanahmet camii'nin maliyeti, sebilleri, mektebi, hümayun kasri, dükkanlari, dükkanlarin üzerindeki odalari ve padisahin türbesi de dahil olmak üzere 1811 yük 2944 akçedir. 1 yük 100 bin akçe, 120 akçe de 1 altin oldugunua göre, bu saheserin yaklasik olarak 1.510.000 altina mal oldugunu söyleyebiliriz. cami 21.043 çini ile süslenmistir ve bu çinilerin herbirine 18 akçe ödenmistir.
* dört işleme beşinci bir işlem ekleyerek denklem çözmeyi ise hiçbir şekilde anlamak mümkün değil sanırım.
sonuçta büyük usta mimar sinan'ı ve sedefkar mehmet ağa'yı bu muhteşem eserlerinden dolayı yüceltelim, rahmetle analım ama bilimsellikten sapmadan, hurafelere, masallara kapılmadan...


Yazan: zeynoo    17.12.2009 19:57:55
saçma diyip geçmeyin
hiç birşey saçama değildir arkadaşlar asıl saçma olan sizsiniz adı üstünde efsane değil mi kim yazdıysa mantıklı bir efsane yazmış efsane dediğin uydurma olur eğer beğen meyen varsa kalksın kedisi uzun mu uzun bir efsane yazsın :. yazamam diyen varsa ozaman sesini hiç çıkarma


Yazan: murat    13.06.2009 12:31:52

arkadaşlar neden hayır olmaz öyle şey diye geçiyorsunuz hayır olmaz deyinceye kadar alın tarihimizi okuyun sorsam mimar sinan kimdir diye sadece mimar bi osmanlı büyüğü dersiniz işte bu millet bu yüzden adam olamıyor hep kolay para kazanma peşinde herşeye bok atmakta üstümüze yok maşallah okuyun arkadaşlar geçmiş zamanda o büyük mimarın yaptığı köprülerdeki sistem restarasyon sırasında yine onun gelecekte onu o köprüde bıraktığı not sayesinde onarılmıştır...
her zaman taklitci bir millet oluyoruz kendimiz üretmiyoruz sadece ceneyiz ve boş boş konuşuyoruz malesef çoğumuz böyle tarih tekerürden ibarettir geçmişini bilmeyen ders almayan milletler ilerleyemez bu böyle biline...!


Yazan: türk gençligi    18.02.2008 12:39:48
slm
sana katılıyorum rojemın gecmişini bilmeyen geleceyini bilemez bizim genclimiz gecmişten habersiz yaşıyor


Yazan: ROJEMİN    16.02.2008 14:45:34
NE KADAR BASİT ŞEYLER
merak ettim şu inanmıyorum diyen ne çabuk kanıyorsunuz diyen arkadaşlar neye dayanar böyle yazıyor. ya hiç kitap okumadılar yada okuduklarından bişey anlamadılar. siz inanmayabilirsiniz ama bu böyle osmanlı böyle bir devletti. aslında osmanlı olmak çok güzel.
İnanmıyorsunuz ama japonlar bugün atalarımız sayesinde kurulu gökdelenlere sahipler.
siz inanmayacaksınız çünkü siz neye inanmanız gerektiğini bile bilmiyorsunuz. osmanlının yaptıkları çok mükemmel olunca zorunuza gidiyor bence.. ama yaptılar ve hala konuşuluyor görülüyor yapıtları hahaha


Yazan: babadevrim    25.10.2007 17:29:51

kendinizi ne çok kandırıyorsunuz yahu


Yazan: spartacus    20.08.2007 14:26:36
saygı nerde kaldı
evet konu güzel ama orda canımı sıkan bu yazıyı yazan mimar sinanın çocukluk arkadaşımı sinan sinan diyor adamlar onun yaptığı projeleri japonyalara götürüyor biz adama bile saygı duyamuyoruz.


Yazan: dark_ulas    5.08.2007 13:32:08
sizce
ne hikmetse atalarımız yapmış ama atalrımızdan sonra gelenler bilgisayarı telefounu arabayı yapmış ama o kadar kafaları çalışmıyormus demek.bence bunlar palavra


Yazan: akıl    14.07.2007 10:24:35
merhaba
mimar sinan bizim atamız ama atamızın yaptıgı bütün saheserleri bzizim dısımızda herkes uyguluyor.


Yazan: ASABİ MARASLI    7.07.2007 21:49:56
BEDENLER YANDIMI
NEDEN BİZ SADECE TARİHİMİZE BAKIP ŞAŞIRIYORUZ BU BİZİM BASİTLİGİMİZMİ YOKSA UMURSAMAMAK MI? BİZ OSMANLININ TORUNUYUZ TÜRKÜZ OLMAZDİYE BİRSEY YOK İMKANSIZ BIRAZ ZAMAN ALIR


Yazan: OrjinS    17.04.2007 16:43:28
inanmam
Ben inanmıyorum.
Ve sadece yalan olduğuna inanıyorum.


Yazan: busra    7.04.2007 22:23:13
imkansız! başarısızlık
işte türkler herzaman yenilikçi.fakat ilerlemiyorlar.buyüzden biz türkler her zaman geriden takip edeceğiz. buna hiç şüpem yok.(taki ben büyüyene kadar:))


Yazan: yaram yarimdir yarim yaramdır    23.03.2007 21:20:55
hakkari’li olmak
istanbul’da okuyupta oraları özlememek elde değil.bunu tabi dışarda okuyan insanlar bilir. ne diim güzel hakkari’mi çok özledim


Yazan: nehir    28.02.2007 20:48:57
yorum
çok güzel olmuş emeği geçenleri tebrik ediyorum



  En Çok Yorumlananlar

  Yeni Efsaneler Ekle

  Yorum Yaz

  Tümünü Listele

| 101 Okey Oyunu | Türkçe Kürtçe Sözlük | Kürtçe Dil Testi |