|
|
Yazan *$eLaLe*
Tarih: 05.08.2024 19:51:33
Sil
|
Cam kırıkları sdece deriyi keser... İyileşene kadar acıtır... Can kırıkları yüreğini keser... Nefesini keser... Acısı ölene dek sürer...
|
|
|
Yazan *$eLaLe*
Tarih: 17.07.2023 20:30:40
Sil
|
Güneş alacağını aldı, Ve gitti... Önümde akşam var... Ve sevgili! İnan alacaklıyım... Sensiz geçen akşamlardan.: |
|
|
Yazan *$eLaLe*
Tarih: 22.06.2023 20:00:41
Sil
|
Yabancı biri nasıl sevilir bilmiyorum ben, Hangi şarkı dinlenir tek başına, Hangi yola gidilir yalnız başına?
Kahve,çay kiminle içilir? Kitaptaki güzel sözlerin altı kiminle çizilir? Kimin hayali kurulur, Kimin kokusu hissedilir ruhunda?
Hangi gözle bakılır papatyaya İsminin harflerine hangi alfabede rastlanır?
kİme sarılır,uyur,dokunur bu kalp? Bakışların hangi şiire benzer? Kimde bulunur kokun,sesin,tenin?
Gel de anlat. Başka biri nasıl sevilir? BİLMİYORUM BEN... |
|
|
Yazan *$eLaLe*
Tarih: 12.04.2023 07:26:45
Sil
|
İfade edemediğim bir eksiklik var içimde... Sanki herşey başka türlü olabilirdi... |
|
|
Yazan *$eLaLe*
Tarih: 23.03.2023 23:29:33
Sil
|
Yüreğinde nice baharlar saklı kadınım ben. Yüzümde beliren çizgilere inat, Saçlarıma düşen beyazlara inat, Giyindiğim siyahlara inat, İyi niyetimden laybetmelerime inaat, Değer verdiğimden,kırgınlıklarıma inat, Yoruldu,yıprandı,sustu diyenlere inat, Hala yüreğim bahar. Hala yüreğim güçlü ve direngen. Yaşadığım kışlara inat... |
|
|
Yazan *$eLaLe*
Tarih: 21.03.2023 22:17:06
Sil
|
... Zamanımı harcadığım insanları izliyorum... Emek verdiklerimi, El uzattıklarımı, Sarıldıklarımı, Kucakladıklarımı, Taşıdıklarımı, Yaralarını sardıklarımı, Yolunu gözlediklerimi, Sesleri olduklarımı izliyorum... İnsanı oynayan yalancıları izliyorum... Sonra tükenip giden zamanlarıma bakıyorum... Adaleti olmayan bir dünyanın ihanetleri içinde geçen günlerime yanıyorum..! |
|
|
Yazan *$eLaLe*
Tarih: 11.03.2023 13:04:27
Sil
|
KADIN İSTERSE SIĞDIRIR...
Küçücük bir odaya bir sürü eşyayı, Minicik kavanozlara renk renk reçelleri, Bir su bardağına denizi, Kol çantasına eczaneyi,bijuteriyi,aile resimlerini... Bir rujuna geceyi sığdırır, Bir elbiseye anıyı... Bir şarkıya hıçkırıklarını, Bir bakışa şehveti, Bir dokunuşa sefkati, Bir yürüyüşe umursamazlığı... Bir dudak büküşe dayanılmazlığı, Bir gülüşe unutulmazlığı... Bir sigaraya efkarını,Bir kahveye sırlarını, Bir susuşa çığlıklarını... Bir erkeği bir ömür kalbine ve yatağına sığdırır, Bir bebeği karnına ve tüm hayatına... Kadın isterse her şeyi sığdırır da Bir kendi sığmaz... Sığdırılamaz nedense şu koca dünyaya... |
|
|
Yazan *$eLaLe*
Tarih: 08.03.2023 13:25:10
Sil
|
"Kadınım ben. Minicik yüreğinde dünyayı taşıyan, Elleri hamur kokan, Kırılgan,alıngan, Gözyaşları içinde gizli, Biraz çocuk,biraz anne,biraz deli. Aşkın her hali,tutkulu,düşbaz,haylaz bir kadınım ben. İncitmeyin beni,giydiğim elbiseler bile çiçekli. Bedenimin ne önemi var ki? Benim hazinelerim yüreğimde gizli..." |
|
|
Yazan *$eLaLe*
Tarih: 02.03.2023 19:26:28
Sil
|
UZAKLAR...
İnsan... Öyle dururken soğumuyor hayattan... Ve insanlardan. Susara biriktiriyor... Ya sonra?? Ya içinde biriktirdiklerini haykırıyor... Veya uzaklaşıyor sessizce... Güven kıranlardan... Kıymet bilmeyenlerden... Sadakatsizlerden...Sevgisizlerden... Herkesten... Ve herşeyden... |
|
|
Yazan *$eLaLe*
Tarih: 16.01.2023 00:17:14
Sil
|
Gece karanlık,ıssız... Üşüyorum. Şimşekler çakıyor yüreğimde... Gözyaşlarım kirpiklerimin ucunda. Yalnızım...Yapayalnızım... Yağma yağmur yağma Islatmaa beni,ağlatma Zaten sırılsıklamım... Yağ yağmur yağ... Islat beni Sakla gözyaşlarımı...
Hoşgeldin Yalnızlık... |
|
|
Yazan *$eLaLe*
Tarih: 25.12.2022 20:11:18
Sil
|
Neden Yalnızım?? Çizgim sabittir, birilerine yaranmak için çizgimden sapmam. Yapmacık değilim,yapmacıkları sevmem... Kişilere göre şekillenmem. Dürüstüm ve dürüstlüğe önem veririm...Yalaka,esnek ve gevşek değilim.Netim,yürekliyim,içim dılım bir. Kimsenin oyuncağı olmam. Yalnızlık kötü bir şey değildir... |
|
|
Yazan *$eLaLe*
Tarih: 23.08.2022 22:17:20
Sil
|
Karanlıkta yanabilirim Boşlukta durabilirim Düşmem ben:kanatlarım var ruhumda Geldiğim gibi gidebilirim Aşktan vazgeçebilirim Zincir yok ki benim boynumda |
|
|
Yazan *$eLaLe*
Tarih: 11.06.2022 14:51:04
Sil
|
Sessiz konuşuyorum... Yağmur olmak var şimdi,usul usul toprağa karışmak sessizce...Aslında sessizlik en güzel sestir,duyabilene,anlayabilene... Artık birazda sessizliğim konuşsun diyorum kendime... Harfsiz bir lisanm var artık içimde,her cümlemde... Sessiz konuşuyorum artık... Sadece anlayabilenlerin dilinden! |
|
|
Yazan *$eLaLe*
Tarih: 03.06.2022 00:30:20
Sil
|
Dargınım Kırıla döküle gidiyorum bu ara... İnsanlar öyle acımasız ki, Kimi nereye koydumsa bulamıyorum... |
|
|
Yazan *$eLaLe*
Tarih: 02.04.2022 01:11:18
Sil
|
Bakmayın siz benim kuru bir yaprak gibi sallandığıma... Köküm sağlamdırsarsılsam da kopmam dalımdan... Öyle kolay değil,rüzgarın önüne kapılıp gitmem... Son ana kadar vazgeçmem yaşamaktan... Ne fırtınalar koptu,benim hayat dallarımda... Hiçbirinde vazgeçmedim umutlarımdan... İçimde kıyametler kopsa da. Ben baharıyım yarınlarımın.
Çiçek açarım her kışın ardından... |
|
|
Yazan *$eLaLe*
Tarih: 20.11.2021 18:39:06
Sil
|
Ayrılıkların mevsimidir bu zaman... Kuşlar göçer,doğa yalnızlaşır,ağaç çiçek böcek mahsun. Akıllarda sadece bir şarkının sözleri, birde kaybettiklerinin acısı "Bütün kuşlar vefasız,mevsim artık sonbahar"
Ne yaparsın işte hayat... |
|
|
Yazan *$eLaLe*
Tarih: 19.01.2021 18:17:05
Sil
|
"KARALAMA" defteri değil hayat... Sayfalarını yırtıp atamazsın... Yaşadığın her anı yok sayamazsın... Dün "ASLA" dediğin gerçeği... Gün gelir "YAŞARSIN".. Sabır... Damla damla işlendiğinde "RUHUNA", Kelimeleri yutar... "SUSARSIN". |
|
|
Yazan *$eLaLe*
Tarih: 14.10.2020 12:50:22
Sil
|
Sonbahar gibiyim bugünlerde... Yüreğim karma karışık... Bazan adını koyamadığım bir hüzün Zaman zaman yüzüme düşen hafif bir tebessüm. Kırgın mıyım,yoksa yorgun mu bilemiyorum... Mevsimlere karıştım sanki. Nasıl gelirse öyle yaşıyorum... |
|
|
Yazan *$eLaLe*
Tarih: 09.01.2020 23:22:34
Sil
|
İlk duyduğun anda dünyanın sonu geldi,kıyamet koptu zannedersin.Beyninden vurulmuşa dönüp aklın bedenini terketmişcesine sadece HAYIR,hayır diye bağırırsın.Bir an zaman durdu,yaşam bitti sanırsın.Etrafında bir sürü insan seni teselli etmeye çalışır ama sesleri kulağına koca bir uğultu gibi gelir.Kelimeleri algılayamazsın.Yıkılsanda yine de yapman gereken görevlerin olduğunu farkedip güçlü olmaya ve ayağa kalkmaya çalışırsın.Ve yapman gereken tüm görevleri eksiksiz yapmaya çalışırsın.Yıkarlar,alırlar,götürürler... Derken zaman hiç geçmeyecek sanarsın.Ama öyle bir geçer zaman ki... SİZİN HİÇ BABANIZ ÖLDÜ MÜ? 10 Ocak... |
|
|
Yazan *$eLaLe*
Tarih: 30.12.2019 22:36:19
Sil
|
Her insanın nasibi vardır.Ben de payıma düşeni aldım takvim yapraklarından.2019 dada sevindiklerim.kırgınlıklarım kızgınlıklarım: özlediklerim,derin uykulardan çırpınarak uyanışlarım oldu. Zamanı gelmiş hiçbir ayrılığa dur diyemedim.Sonra tekrar hayata karıştım.Güzel kalpli insanlar tanıdım,sevdim. Nerde mutluysam orada oldum. Sevdiklerimizle sağlık,mutluluk bereket dolu 2020 harikulade bir yıl olsun...
|
|
|
Yazan *$eLaLe*
Tarih: 23.03.2019 00:07:13
Sil
|
Hayatla sınanmamış bir yanı vardır elbet yüreğimin... Hayatın gözden kaçırdığı Ya da benim gözden kaçırdığım... Yüreğimin güneş gören küçük bir koyu... Bir enkazın altından gelen inilti... Kuruyan pınarların içilecek bir avuç suyu... Teni maviye çalan bir parça gök... Uçurum diplerinde bitivermiş bir küçücük gelincik... Masum bir çocuk vardır kargaşanın ortasında kaybolan...Çırpınan bir serçe vardır kapana kısılan...Terkedilmiş bir köy vardır yeniden hayat arayan...Hırçınlığından cayıp uslanan bir rüzgar... Balıkları karaya vurmamış bir deniz bile vardır... BELKİ.... Belki... Beni koyacak bir yer vardır. Hayatla sınanmamış... |
|
|
Yazan *$eLaLe*
Tarih: 03.03.2019 08:11:20
Sil
|
Kusurlarımı Seviyorum.Darılınca Suratımı Asmayı,Canım Sıkıldığında Olur Olmaz Bağırmayı,Kıskançlık Krizlerimi.Bazen Düşünmediklerimi Birden Söylemeyi,Bazen Herşeyi Yüzüme Gözüme Bulaştırmayı.Öfkelerimi.Kızınca Küsmeyi.Heyecanlarımı. Benden İyi Olduklarını Düşündüklerimi.Geç Yatıp Geç Kalkmayı, Yatakta Tembellik Yapmayı,Gereksiz Para Harcamayı.Bazıları Haketmediği Halde Sevmeyi.İçimdeki Çocuğu,Beni Seviyorum.İyi ki Varım,İyi ki Ben Benim.Ne Mutlu Çok Mükemmel Değilim.Ama Benden Bir Tane Daha Yok.Beni Seven Böyle Sevsin Sevmeyenede Zaten Yol Verdim Gitsin... |
|
|
Yazan *$elale*
Tarih: 03.07.2018 00:28:01
Sil
|
Susturun ezanları, okunmasın, Durdurun trafiği, kimse yol almasın! Tutun güneşi, sakın ha batmasın! Salak saçma siyaset konuşanların ağzına taş tıkayın, sussunlar!... Bak! Bak çocuklar öldürülüyor! Çocuklar tecavüze uğruyor! Görsün artık kör gözleri insanın, Duysun sağır kulaklar! ... Yorulduk, çocuk bedeninden ihya olan pisliklerden! Usandık, pisliklere ceza kesmeyen adaletten! ... Susturun ezanları! Durdurun trafiği! Tutun güneşi, doğmasın! Normalmiş gibi her şey, Sıradan bir şeymiş gibi düşünenler ve yaşayanlar fark etsinler artık! Bu normal değil! Bu olağan değil! Çocuklar öldürülüyor! Çocuklar tecavüze uğruyor! Görsün artık körler, Duysun sağırlar! ... Yorulduk, çocuk bedeninden ihya olan pisliklerden! Usandık, pisliklere ceza kesmeyen adaletten! |
|
|
Yazan *$elale*
Tarih: 04.02.2018 18:31:41
Sil
|
Asla sevmediğim birine seni seviyorum demedim ,ya da asla birini severken karşılığını beklemedim... Dostluğuma değer biçmedim , sevgime ise hiçbir zaman sınır çizmedim... Sevdiysem sonuna kadar gittim,bitirdiysem öldürse de hasreti geriye dönmedim... Bazen çok kırıldım , bazen belki de kırdım... Ama hata insana mahsustur dedim.. Affettim , af diledim.. Kimileri birden fazla kırdılar kalbimi ama ben onları yinede affettim.. Onlar belki beni saflıkla yargıladılar. Belki de içten içe sinsice güldüler... Ama asıl unuttukları şuydu... Ben aldanmadım... Aldanan her zaman kendileri oldular ama bunu anlayamadılar... Bir insan kaybının ne olduğu bilemedikleri için... Kaybetmek onlar için bir alışkanlık haline geldiği için.. Oysa ben hiç insan kaybetmedim... Sadece zamanı geldiğinde vazgeçmeyi bildim o kadar.. |
|
|
Yazan *$elale*
Tarih: 31.07.2017 00:15:05
Sil
|
Adam gibi adamları sevin diyorum. Bir adamın önce sesinde huzur, bakışlarında sıcaklık ve ellerinde şefkati arayın. Mükemmel olsun demiyorum, ama sevgiden önce onda mutlaka biraz da saygı arayın. Yanınıza yakıştığı kadar yakışsın yarınlarınıza. Gözlerinde güven, sözlerinde samimiyet ve yüreğinde sevgiyi fazlasıyla hissedeceğiniz adamlardan bahsediyorum. Yani kişiliğinde de şüphe götürmez bir güven arayın diyorum. Her türlü zorluk karşısında yılmayan, yıkılmayan, inandıklarından ve sevdiklerinden ayrılmayan adamlar hala yaşıyor bu topraklarda. Ne istediğini bilecek kadar, hiç de istemediği acılar ve anılar yaşayan kadınlara sesleniyorum. Bir gülü koklarken bile, gül incinmesin diye incelik gösteren yürekli adamları da artık görün diyorum. Çünkü bir adama yakışan ve adamlığa yakışan en güzel huydur merhamet. Çünkü o adamlar yarım bırakmayı, yaralı bırakmayı, ağlatmayı ve aldatmayı sevmezler. Kaybetmemek için sevdiklerini, yanlış olana yüzlerini dönmezler. Korkmazlar sevdikleri uğruna değişmekten. Yani sizi kaybetmekten korktuğu kadar korkarlar sizi incitmekten. Ve gücünü sadece sizi korumak için kullanan bir adam arayın diyorum. O'na uzaktan her baktığınızda, yaralarınızı değil, yüreğinizde sevildiğinizi hissedin. Ve üstünüzden yıllar geçse bile, "iyi ki seni seçmişim, iyi ki seni sevmişim be adam" deyin. |
|
|
Yazan *$elale*
Tarih: 18.07.2016 01:56:37
Sil
|
Siz hiç özlediniz mi? Ben özledim mesela. Çok demek de yetersiz. Her gün özledim. Her gece özledim. Hiç sıkılmadan, hiç usanmadan özledim. Özlemekten bıkmadım hiç. Sabah konuştum,akşam özledim. Ve sevdim ben. Hem sevdim,hem özledim... |
|
|
Yazan *$eLaLe*
Tarih: 04.09.2013 13:10:05
Sil
|
Hayatımızda yürek bağı ile bağlı olduğumuz kişiler vardır.Onlardan birşey beklemeyiz.Güven alışverişi yaparız sadece sımsıcak gülümsemelerimizle içlerimizi ısıtarak... Ne zaman yanyana gelsek huzur verir rahatlatır kırmamak adına titizlik yapar fedakarlık gösterir cesaret verir kan bağı ile olanlar bile arkasını dönse bile umutsuzluk olmaz.o dönmez çünkü... Her daim yanyana olunmasa bile var oldukları bilinir bunu bilmek huzur verir içini ısıtır insanın.Bilirsiniz uzaktada olsa sevgiyle anar ve sabırla büyüttüklerinize sahip çıkar.Bir hayır dense bile arkasını dönmez kırılmaz gitmez. Böyle biri varsa hayatınızda sevgi ve ışıkla sahip çıkın. Sevgi güven dostluk hoşgörü dolu günlere...Sevgimle... |
|
|
Yazan *$eLaLe*
Tarih: 22.05.2013 20:06:17
Sil
|
...ardından minnetle kapıyorum gözlerimi.Seni görebildiğim tek yer gözkapaklarımın ardı.Oradaki karanlıklardan tebessümüme misafir ettğim,sevginin aydınlık yüzü.Gözlerinde acıların gömülü olduğu kadın...Anlatmak istediklerini sözcüklerle değil de yaşamı kullanarak anlatan,bana ve hayatıma böylesi 1 düşü yaşatan saklı gerçeğim.Şu an anlıyorum ki adı mutluluk sensin.Senden kalanlar her ne kadar içimi yaksa da aynı zamanda mutlu olmamı sağlıyor,her bii senin varlığını anlatıyor.Bir hikayen olduğunu... Artık üzülmüyorum gitiğin içi,bana bıraktıkların gidişini anlamlı kılıyor çünkü.28.02.2013 |
|
|
Yazan *$eLaLe*
Tarih: 21.05.2013 22:56:26
Sil
|
yaşayan tek parçamdı o ve artık yok. Onun yokluğuyla nasıl baş edeceğimi de bilmiyorum üstelik. Neresinden tutsam elimde kalıyor. Ne bırakmak işe yarar, ne unutmak. Sadece avuntular var. “Güzel yaşadı” diyorum, “Güzel öldü…” Sonrası yok. Ötesi yok. Ben yok. Hayat yok. Devamı yok.05.11.2012 |
|
|
Yazan *$eLaLe*
Tarih: 20.05.2013 20:05:50
Sil
|
Bir ölümden geriye kalan boşlukta önceleri ne yapacağını bilemiyor insan.Zaman bu boşluğu doldurmamız içim geçiyor aslında.Aksi halde üzerimize yıkıln anılarduvarının altında kalmamız işten bile olmaz.Ölümün soğukluğu yoktu anneciğimin odasında,sadece onun zar zor aldığı soluk sesi duvarlara çrpıp beynimde uğultulara sebep oluyordu.Sonra 1 tebessüm belirdi güzel yüzünde ve ardından tek bir derin nefes ldı.O nefesi verdiğinde herşey bitmiş,o gitmişti.Hayat işte bu kadar.Bir an ve 1 nefesten ibaret.Bugün şafak anneciğimi gecede bıraktı,almadı yanına.Her şafağa düşmanım artık.Beni bu kirli hayatta beni yalnız,beni kimsesiz bir başıma bıraktığı için.Hep 1 gece vardır ya o geceden sonra hayat asla eskisi gibi olamaz.İşte bu gece öyle bir gece...29.10.2012 KARA GECE |
|
|
Yazan *$eLaLe*
Tarih: 28.02.2013 01:18:19
Sil
|
karanlık bir gece.yalnızlar rıhtımında sessiz bir gemi... her yer karanlık her yer soğuk... üşüyorum... |
|
|
Yazan *$eLaLe*
Tarih: 05.01.2013 07:27:42
Sil
|
Gitmeler gölgelerde daha bir gri daha bir muğlak. Elde valiz dilde veda...Ne geriye dönebilirsin artik ne de kaldığın yerden devam etmek mümkün olur. Sessizlikler eşlik eder gidişine tıpkı bu sabahta olduğu gibi... Uzun lafın kısası tatile çıkıyorum... |
|
|
Yazan *$eLaLe*
Tarih: 30.09.2012 09:12:09
Sil
|
Kan ter içinde uykularından uyanıyorsan eğer her gece Yalnızlık sevgili gibi boylu boyunca uzanıyorsa koynuna Olur olmaz yere ıslanıyorsa kirpiklerin artık herşeye Anneni daha sık anımsıyorsan hatta anlıyorsan Kalbini bir mektup gibi buruşturulup fırlatılmış Kendini kimsesiz ve erken unutulmuş hissediyorsan İçindeki çocuğa sarıl Sana insanı anlatır Eller günahkar Diller günahkar Bir çağ yangını bu Bütün dünya günahkar Masum değiliz hiçbirimiz Masum değiliz hiçbirimiz Sezen Aksu. |
|
|
Yazan *$eLaLe*
Tarih: 14.09.2012 19:46:15
Sil
|
Seni artık tanımıyorum, tanımak da istemiyorum. Benim için herhangi birisin. Ne daha önemlisin, ne de değerli. Uzun zaman sustum ama artık konuşabilirim. Çünkü sen benim için bittin. Ne anılar kaldı, ne bana kattığın herhangi güzel birşey. Geriye ne kaldı peki? Hayalkırıklığı... Çünkü sen benim en büyük hayalkırıklığımsın.... |
|
|
Yazan *$eLaLe*
Tarih: 08.09.2012 12:05:37
Sil
|
Bir gün çıktığını sandığın göklerin bir yanılsamadan ibaret olduğunu göreceksin. İşte o gün geldiğinde ne demek istediğimi anlayacaksın ama işten işten geçmiş olacak... Kendi zavallılığına ağlacak, başladığın noktada olduğunu anlayacaksın. Bense sadece susacağım, çünkü tüm cümleleri kurmuş, sözleri tüketmiş olacağım... |
|
|
Yazan *$eLaLe*
Tarih: 17.08.2012 15:03:07
Sil
|
Neden BİTTİ biliyor musun? İnanmaya gücüm kalmadığı için bitti. Ne olursa olsun her defasında peşinden geldiğim için bitti. İncittiğin yerler daha geçmedi diye bitti. Senden vazgeçemem sandığın için bitti. Uğruna gösterdiğim sabrı anlamadığın için bitti. Zerre kadar değişmeyeceğin için bitti. SEVİYORUM dediğin,ama SEVGİNİN uğruna hiçbirşey yapmayacağını gördüğüm için bitti... BİTTİzor oldu ama BİTTi. |
|
|
Yazan *$eLaLe*
Tarih: 20.03.2012 03:35:53
Sil
|
Kaybettiğim aidiyet duygusundan bunca yıl kaçtıktan sonra gördüm ki vardığım yer olmak istediğim yer değil, olması gereken de değil… Düşününce hüzünlere gömülüyor yaşlı suratım, bir bulut gelip çöküveriyor gözlerime, yüreğim acıyor… Söylenecek sözleri tüketiyorum, kalıveriyorum bir başıma… Yılgın rüzgârlar penceremden içeri süzülüyor, beni yanlarına katmasınlar diye yalvarıyorum, biraz daha zamana ihtiyacım var… Kuşların kanatlarına iğnelediğim hüzünler, her kanat çırpışında benden uzağa gitsin istiyorum. Çıkacağım son yolculuğuma gölge etmesinler diye… |
|
|
Yazan *$eLaLe*
Tarih: 05.01.2012 23:51:25
Sil
|
Güveniyorsan kendine, inandır aşkın varlığına.. Sonucunda öyle bir aşk yaşatırım ki..! Vazgeçemezsin tutkun olurum. Yıkabilirsen duvarlarımı, sakın bırakma beni. Tüm tutkularım ve gücümün arkasında Hala minik bir çocuğum. Büyütemezsen Kaybolurum... |
|
|
Yazan *$eLaLe*
Tarih: 31.12.2011 00:35:22
Sil
|
İnanmaktan vazgeçtiğimizde tüm karanlıklara, ‘Gel!’ demiş oluruz. ‘Gel bana…’ Ama inanmakla başlarsak işe, başarmak ihtimalini davet ederiz. Davete icabet eder mi bilmem ama en azından çağırmış oluruz... |
|
|
Yazan *$eLaLe*
Tarih: 24.12.2011 12:26:13
Sil
|
Gittin ya Şimdi hep bi yanım eksik yanıyor sanki içim iki göğsümün arasında bir acı var hep küçük bir çocuk gibiyim oyuncağı elinden alınmış.. Gözyaşlarım durmuyor sanki her bir damlada kalbim yanıyor, canım acıyor.. Haykırsam nerdesin desem cevap versen burdayım diye koşsam bulsam seni sımsıkı sarılsam.. Karanlıklar içinde kayboldum sensiz, Rüyalarım eksik, sanki onlarda bile yalnızım sensiz! Gü...lüşlerim sahte, kahkahalarım anlık.. Mutluluk senle gitti sanki nerdesin? Yakala beni bırakma sakın karanlık gecelere, sensizliğe. Sarıl sımsıkı... Sen gittin ya ben şimdi çaresiz, ben şimdi yalnız. Sen benim sevgilim sen benim dostum sen benim sırdaşımdın... Şimdi ben sensiz çaresiz, ben şimdi yalnız. Neredesin ? |
|
|
Yazan *$eLaLe*
Tarih: 07.12.2011 21:15:15
Sil
|
Bir acı gelip çöktüğünde yüreğe, orayı mesken tutardı. Her defasında daha derin, daha onarımsız izler kalırdı. Sen toparlanırdın, zaman geçerdi, unuttuğunu sanırken bir gün, bir yerde aynı acı, aynı iz, aynı his çıkıp geliverirdi. Tıpkı o gün olduğu gibi |
|
|
Yazan *$eLaLe*
Tarih: 01.12.2011 08:05:07
Sil
|
Kapının zili çalsa şimdi..Ayaklarımı sürüye sürüye kapıya doğru yol alsam,tam kapının kolunu tuttuğumda çarpsa kalbim anda bin kez..hissetsem ardında sen olduğunu..Ruhumun tutsaklığı sona erse o an,günahsız düşlerim son bulsa varlığınla... |
|
|
Yazan *$eLaLe*
Tarih: 01.12.2011 08:02:27
Sil
|
Acı, büyümenin bir parçasıdır. Ve unutmayın, bir şey canınızı yaktığında içini...zdeki başka bir şey bastırılmıştır. Acıdan kaçınmaktansa içine dalın. Bırakın canınız yansın! Tamamen acısın ki yara tamamen açılsın. Yara bir kere tamamıyla açılırsa iyileşmeye başlar. Acıyı hissettiğinizde ondan kaçarsanız, acı içinizde kalır ve tekrar tekrar karşınıza çıkar...(Osho) |
|
|
Yazan *$eLaLe*
Tarih: 25.08.2011 13:58:14
Sil
|
İnsan ne kadar direnirse dirensin olması gerekenler olur, sana düşen kaderini değiştirmek değil, hakkını vermektir. Hayat tercihlerle doludur. Bazen bu tercihleri, yaparken canımız acır. Diğerini seçmek ister kalbimiz ama yapamayız. Ne kadar istersek isteyelim olmadı mı olmaz. Bu andan sonra hakkını vermek gerekir tercihin, kaderin ya da hayatın. Adına ne dersen de yol seni nereye götürürse gideceğin yer orasıdır sadece.” |
|
|
Yazan *$eLaLe*
Tarih: 29.06.2011 22:09:14
Sil
|
Kadının hası… Kadının hası yumuşak başlı olmaz, ama ağırbaslı ve sıcak olur. Ağırbaşlılıktan kastım, sıkıcılık değil elbet. Şımarıklığın da hakkını verir. Ağırbaşlı tebessümleri olur bir de. Kadın yüzü dediğin mahkeme duvarına benzemeyecek. Bu tebessümler sevgidir. Yumuşacık bir sevgi olur kadın yüreginde. Kim olursa olsun, ne yaşamış olursa olsun. Erkeğini dizine yatırıp saçlarını okşamayı bilir gerçek bir kadın. Kadının hası nerede, nasıl davranacagini bilir. İnsanların içinde kapris yapmaz, hır çıkarmaz ama gerçek bir Osmanlı kadını gibi, adabıyla, raconuyla istediğini alır. Dırdır etmez. Çok konusup, baskı yapıp erkeği bezdirmez. Yüz göz olmaz kadının hası. Bazen öyle bir bakar ki, hele bir de bazen öyle bir susar ki, bin tümceye bedeldir bu bakmalarla susmalar. Bu kadın üzülmeyi de bilir, ağlamayı da, kızmayı da. Ama üzmemek lazım, ayrıca kızdırmaya da gelmez. Gerçek bir kadın ezik durmaz. Kambur yürümez, dimdik durur. Kendine saygısı, güveni vardir. Erkeğine can yoldaşı olur, destek olur, onu dinlemeyi bilir. Bazen utangaç olur, bazen ürkek. Soğuktan ya da yalnızlıktan korkabilir kadın. Aptal olmaz gerçek bir kadın. Bön bön bakmaz adamların suratına. Hülyali bakışları da olsa, zihni uyanik olur. Hüznü, gökten deli deli yağan yağmur gibi olur, saçlarından akar. Neşesi ise öyle renkli, öyle dağınık saçları savrulur. Kahkahaları vardır bu kadının, çın çın eder odaların duvarlarında. Sesi güzel olur kadının, biraz buğulu… arada bir pencereye yaslar başını, sokağa dalıp gider, bir şarkı söyler. Olgunluguyla şaşırtır erkeği. Bazen de öyle çocuk olur, öyle sağlam saçmalar ki, yine şaşırtır onu.
Sıkmaz kadın, bunaltmaz, yaşa yaşa bitmez. Huzur verir varlığıyla. İçmesini de bilir kadının hası. Bazı akşamlar anason kokulu tüter sofrasının sıcağı. İçli bir türkü dinler bazen, üşür, sırtına hırkasını alır. Konuşurken insanın yüzüne bakar kadın. Kibirli olmaz. Kültürsüz olmaz. Bomboş olmaz kafası. Dünyanın, ülkenin olaylarını bilir, anlar, söyleyecek sözü vardır. Kişiliklidir. Beceriklidir. Tırnağı kırılınca üzülür, üzülür işte, profesör de olsa, sultan da olsa, boksör de olsa üzülür. Gerçek bir kadın hiçbir zaman reklam panolarındakı kızlara benzemez. Etini teşhir etmez. Fosforlu bir taş gibiliği yoktur onun, loş bir cazibesi vardır. Albenisi metrelerce öteden çarpar adamı. Ne kadar örtünecegini, ne kadar açılacağını, yerine ve zamanına göre bilir. Gerçek bir kadın Paris podyumlarında yürüyen, 17. yüzyılın vebalı kadınları gibi mankenlere benzemez. Uzun saçları vardır Kadının. Yumuşak olur, güzel kokar. Kadının hası saçlarını ne zaman toplayacağını, ne zaman salacağını bilir. Kadına yaraşmaz sorhoşluk. Gerçek bir kadın göbek atmayı, gerdan kırmayı, iyi becerir ama öyle her yerde masaların üstüne çıkıp oynamaz. Havasında oldu mu, bir oynadı mı, herkes onu izler. Kadın korunmayı sever, ama korunmaya muhtaç olmaz. Erkekler korumayı severler, ama yine de güçsüz, zavallı kadınlardan hoşlanmazlar. Güçlü kadından ise çekinirler, ona yanaşamazlar. Kadının hası bu dengeyi kurmayı bilir gücünü erkeğin gözüne gözüne sokmaz. Has kadına naz da yakışır, kapris de. Öyle tatlı, öyle kıvamlı naz eder ki, onun nazını erkek zevkle çeker. Gerçek bir kadın şiir gibi olur, mey gibi olur, ömür gibi olur.
|
|
|
Yazan *$eLaLe*
Tarih: 29.06.2011 21:46:40
Sil
|
Vicdanla birlikte.. "şeref" ararım ben sevdiklerimde Her zaman doğru değildir elbet seçimlerim.. Zaman gelir "şerefsizleri" de severim.. Her yerde gözüm kulağım vardır benim. "Eksik söylemek yalan söylemek değildir !" mantığındaki Beni değil kendini kandırır yalnızca... Bilmezden gelişlerim aptala yatışlarım Kaybetme korkumdan değil, karşımdakilerin yalan söyleme potansiyellerine olan merakımdandır..."inkar" olmaz benim hayatımda.. Yaşananı "yaşanmamış" saymam Sayanları da saymam... Kelimelere sığmaz sayfalar sürer beni anlatmak Ama ne kadar anlatılırsa anlatılsın Yaşayan bilir beni.. Yaşamayan anlamaz... *Ağırdır sevmelerim, Her yürek taşıyamaz.. Büyüktür umutlarım, Her omuz kaldıramaz.."
|
|
|
Yazan *$eLaLe*
Tarih: 29.06.2011 21:43:23
Sil
|
Asla sevmediğim birine ‘seni seviyorum’ demedim. Ya da asla birini severken karşılığını beklemedim. Dostluğuma değer biçmedim, sevgime ise hiçbir zaman sınır çizmedim. Sevdiysem sonuna kadar gittim, bitirdiysem öldürse de hasreti geriye dönmedim. Bazen çok kırıldım, bazen belki de kırdım. Ama ‘hata insana mahsustur’ dedim. ffettim, af... diledim. Kimileri birden fazla kırdılar kalbimi ama ben onları yine de affettim. Onlar belki beni saflıkla yargıladılar. Belki de içten içe sinsice güldüler. Ama asıl unuttukları şuydu ben aldanmadım. Aldanan her zaman kendileri oldular ama bunu anlayamadılar: Bir insan kaybının ne olduğu bilemedikleri için, kaybetmek onlar için bir alışkanlık haline geldiği için. Oysa ben hiç insan kaybetmedim. Sadece zamanı geldiğinde vazgeçmeyi bildim, o kadar.
|
|
|
Yazan *$eLaLe*
Tarih: 05.06.2011 13:41:06
Sil
|
O gitmez dediğin kaç kişi gitti, kopamayacağını sandığın kaç kişiden koptun? Hafızanda birer soluk resim şimdi onlar ve sen onların hafızasında soluk bir hayaletsin. Gelecek, hayatından kimleri soluk hayaletlere çevirecek? |
|
|
Yazan *$eLaLe*
Tarih: 01.02.2011 19:47:19
Sil
|
İntikam yemindir, Siyah kadar zifir... Kabul barış getirir, Mavi kadar uçsuz... Her kaybediş 1 başlangıçtır, Kırmızı kadar alaz... Kaçmak muammadır, Gri kadar sebepsiz... Kırık kalpler evdir, Pembeye gönül vermiş... Gitmekte eskitir,kalmakta, Ruhum kadar ak... İtiraf arınmaktır, Beyaz kadar saf... |
|
|
Yazan *$eLaLe*
Tarih: 14.08.2010 20:50:47
Sil
|
Çabayı nereye kadar taşır yürek, ne kadar daha kandırabilir kendini, başardım masalıyla uyuyarak. Kendine olan güveni en değerli prangadan sayarken kokuşarak… Tüm bunların toplamı bir insan, bir ilişki, bir evlilik hatta bir ülke kadar geniş coğrafyalarda kalbi kemiren bir lanete nasıl dönüşür? Ölümü temizlikten sayan akıl, muammalarla yüzleşene kadar bekleyebilir mi? Her yana sinmiş haldeki bu durum insanlar arasında ne zamandır normal sayılıyor? Burası Türkiye diyen zihniyet daha yaşanılır kılmak yerine neden kabulü seçiyor. Sadakaya muhtaç kalmak ne zamandır onurlu bir tavra dönüştü? Kültürü unutan konuşmaktan yoksunlar cenneti bir ülkede buna dur diyecek kimsenin olmayışı komik değil mi?
Basitlikten nasibini almış herkese içindekini bildiği tek yolla anlatmak bir kalemin vazifeden saydığı ama kendine yakıştıramadığı olmamalıydı. Ne yazıktır ki oldu ve ne yazıktır ki olmaya devam edecek. Üç dört yazarı okuyan sadece dizileri seYreden, yemek programlarından başkasını görmeyen zihniyet uyanmadığı sürece... |
|
|
Yazan *$eLaLe*
Tarih: 27.07.2010 14:34:33
Sil
|
Gözlerinde unuttum kendimi Kalbimde işli geçmiş Başucumda kaldı resimler Senden hatıra bu aşkla beraber Yorgunluk,bıkkınlıkla harman Uykusuz gecelere ben kaptan Umutlar tükenmiş bin saklan Elimde kalan kırgınlıkla beraber... |
|
|
Yazan *$eLaLe*
Tarih: 24.06.2010 02:17:42
Sil
|
Yalnızlık bazı kadınların tenindedir. Ondan ne yaparlarsa yapsın kurtulamazlar. Ne soyunmak işe yarar, ne giyinmek. Bazı kadınlar yalnız doğar. Yazgısında vardır. Teni yalnızlık kokar. Sızan, akışkan ve ele geçiricidir. Sessiz olduğu kadar dingin… Dokunduğu her yerde izi kalır. Ben yine de severim onu. Doğduğumdan beri taşımakla zorunlu kılındığım için belki. |
|
|
Yazan *$eLaLe*
Tarih: 03.06.2010 02:56:00
Sil
|
YARALI YÜREĞİM... Hiç bir şeyden nefret etmedim yalandan ettiğim kadar.Ama gün geldi ve bir yalan sevdanın içine düştüm.Kaçtım,olmadı... Saklandım,Olmadı... Ben kaçtıkça içine aldı beni.Kaçmak istedikçe yakalandım,yaralandım.Paramparça edildim... Daha kaç parçaya ayrılır bu yürek,daha ne kadar kanar? Söz geçiremedim yüreğime,ama son... Tek yöne kestim biletimi... Sahte sevgilere,yalan sevdalara pessss... |
|
|
Yazan *$eLaLe*
Tarih: 03.06.2010 02:47:53
Sil
|
Ey yalan sevdam... Çıkarıyorum seni yüreğimden... Çıkarıyorum seni hayatımdan... İflas etti bu yürek,kaldıramaz başka yalanları... Seni ve yalan sevdanı... Yarali yüreğimin yalan sevdası.HOŞÇAKAL... |
|
|
Yazan *$eLaLe*
Tarih: 27.05.2010 13:27:01
Sil
|
Ne kadar yürürsem açılırım?? Ne kadar zaman geçse onarılırım? Ne düşünsem içimde acı geçer?? Onu nasıl affederim?... |
|
|
Yazan *$eLaLe*
Tarih: 08.05.2010 04:23:11
Sil
|
HER AŞK DOĞDUĞU YERDE ÖLÜR... Aşk öldüğünde elinde sevda,yüreğinde mutlu bir hüzün,gözlerinde ise geçmişin izi kalır.O andan sonra aile olmanın tadı,aşkın anılarında can bulur.Yaşadığın huzur aşkın tutkusundan daha ağır ve gerçektir.Çünkü kalmaya gelmiştir. Hemde sonsuza dek... |
|
|
Yazan *$eLaLe*
Tarih: 03.05.2010 00:28:13
Sil
|
Bir kadını ağlatmak çok zor değildir aslında. Kadınlar her şeye ağlayabilir bir filme, bir şarkıya, bir yazıya… En az erkekler kadar yani! Ama bir kadını yürekten ağlatmak zordur. Eğer bir kadın yürekten ağlıyorsa, ağlatan onun yüreğine ulaşmış demektir.Ama o yüreğin değerini bilememiş olacak ki ağlatan, gözünü bile kırpmadan teker teker batırır iğnelerini yüreğe!
İşte o zaman koca bir yumruk gelir oturur boğazına kadının. Yutkunamaz, nefes alamaz çünkü o koca yumruk canını çok acıtır. Gözleri buğulanır kadının sonra.
Ağlamayacağım, der içinden. Ama engel olamaz işte.
Çünkü yüreğine ulaşmıştır birileri ve iğneler saplamaktadır.. Bu acıya ne kadar karşı koyabilir ki bir kadın. İnce ince süzülür yaşlar gözünden önce birkaç damla, sonra bir yağmur seli… Ve kadın ağlar hem de çok!
Sanmayın ki gidene ağlar kadın! Gidenin giderken koparttığı yerdir onu ağlatan, orada bıraktığı yaradır. O yaranın hiç kapanmayacağını, kapansa bile izinin kalacağını bilir kadın o yüzden ağlar. Ama bilir misiniz, ağlamak kadınları olgunlaştırır. Her damla, daha çok kadın yapar kadınları. Her damla bir derstir çünkü.
Bazen kadınlar ağladığında çoğu insan, ağlama niye ağlıyorsun ki, değmez onun için derler. Bilmediklerindendir böyle demeleri. Çünkü yürekleri acıyan kadınlar ağlamazlarsa, ölürler.
İçlerindeki zehirdir onları öldüren! Ağlayarak o zehirden kurtulur kadınlar, o irini temizlerler yaralarındaki! Çünkü bilirler, o irin temizlenmezse iltihaba dönüşür yaraları.
Dönüşmemesi lazımdır oysa. O yüzden de bolca ağlarlar.
Zaman geçer sonra. Kadınlar kendilerine sarılmayı öğrenirler. Umarım öğrenirler, yoksa ruhlar sapkın yollara çarpar kendini. Sapan ruhların doğru yolu bulması da yeni acılar demektir. Bunu bilir kadınlar, o yüzden eninde sonunda öğrenirler kendilerine sarılmayı…
Çok ağlayan kadınlar, bir çok şeyden vazgeçen kadınlardır aslında. Her damla olgunlaştırır kadınları evet ama olgunlaştıkça o safça inandıkları aşk gerçeği onların gözünde küçülür. Küçüldükçe değerini yitirir ve işte o zaman kendilerine sarılıp, yeni bir kadın yaratırlar kendilerinden. Güçlü, yenilmez, mağrur ve aşka inanmayan…
İnsanlar soruyorlar çoğu zaman neden bu kadar çok bekar kadın var diye hepsi kariyer derdinde olan. Çünkü inançlarını yitirdi o kadınlar. Zamanında yüreklerine o kadar çok iğne saplandı ki, o kadar çok ağladılar ki! Artık kendilerinden başka bir doğru olmadığına inanıyorlar, o yüzden kendilerine sarılıyorlar.
Çünkü biliyorlar ki sarıldıkları adamlar onları hak etmedi hem de hiçbir zaman! Hep bir çıkarları oldu sarıldıkları adamların. E.. o zaman niye sarılsınlar ki!
Niye sarılalım ki!
Etrafınızda yürekten ağlayan bir kadın varsa bilin ki olgunlaşıyordur.
Bilin ki, gerçekleri kabul etmeye başlamıştır.
Bilin ki, artık aşkın olmadığına inanmıştır.
Bilin ki, sarılacak tek bir doğrusu kalmıştır. O da kim, ne diye sormayın artık. Çok ağlayan kadınlar, eninde sonunda kendilerine sarılırlar çünkü!
|
|
|
Yazan *$eLaLe*
Tarih: 27.04.2010 13:00:11
Sil
|
Defa defa yaşadığım hayalkırıklıklarının üstüne -son umut- gibi önüme konulan kararın üzerinden aylar geçti. Güz gibi çöken sancı başgösterdiğinde kalbimde, damarlarımda dolaşan umutsuzluk gitgide vücuduma,oradan ruhuma nüksetti.Çıkışı bulamadığımdan olsa gerek hırslanamıyorumda... Denemeden bilemezsin... Önce dene,sonra tevekkül et.Olması gereken olması gereken vakitte oluyor.Ötesi ise aklın alabileceğinden ötedir.Ben nasılları düşünürken,benim çıkacağım yol zaten alnıma işli. Öyle mi gerçekten? YAZGI denen şey gerçek mi? |
|
|
Yazan *$eLaLe*
Tarih: 18.04.2010 19:41:16
Sil
|
Tepelerde durup ağladığım zamanlardan geriye acımsı bir tat kaldı.Neden dememeliyim,aksi halde içinden çıkılmaz karanlıklarda son bulan yolculuklara seyyah olurum,kimliğimi yitirene dek kendime doğru yana yana,döne döne,deli divane şekilde... Bu sabahta aynı duyguda durmuş,kalmakla gitmek ikileminden düze çıkmaya çalışıyordum.Olanı olduğu gibi kabul etmek,vaat ettiği barışı yaşatırken, benim gibi yazgıya kafa tutanların içine düşeceği tek bir duygu vardıhayalkırıklığı... Kendimi fazla kaptırdığımı farketmemle yanlışa düşmem öylesine birbirine geçmişti ki hangisini önce düşündüğümü hangisini sonra yaptığımı hatırlamıyorum.Ne kadar acınası öyle değil mi? Hayat herbirimize farklıyı yaşatırken bizlerin birlikte olması,ayakta kalmamız gerekiyor.Aksi halde şu an olduğum gibi,adına yalnızlık denilen kurum kaplı hasta kalplere sahip oluyoruz.Gitgide bileyleniyor köşelerimiz.İçimizdeki yangın kora dönmek yerine körükleniyor.Yaklaşanı yaktığında kimse elini uzatmaz oluyor,kimi yanmaktan korkuyor,kimi acıya dayanamıyor.Oysa acının sonunda,ötesinde duran bilgeliğe varmadan ilk yangında biz bize,biz size,sizin size üçgeninde saf tutma,köşe kapma kavgasına düşüyoruz.Plan"intikam",plan"bizden koparılanı geri alma çabası"plan"kaçmak". Koş Meli KOŞ... |
|
|
Yazan *$eLaLe*
Tarih: 25.03.2010 13:59:09
Sil
|
Her zaman doğruya aşık olunmuyor ne yazık ki.Bazan en büyük yanlış yapabiliyor kalbinin hükmüne giren insan.Kendine ters davranışlarla,yaşanmışlıklar sıralayabiliyor geçmişine boy boy.Ardından boşuna acılar yaşanıyor.En çok"Ben ne yaptım?"dendiğinde acıyor yürek.Ne yaptığını anladığındaysa ateş kora dönüşüyor.Boşuna bir çabayla önce karşındakini,sonra kendini suçluyorsun.Suçluyu bulmak iyi gelecek sanıyorsun.Oysa ortada suçta yok,suçluda.Sadece aşk var.Aşkın iki yüzlülüğü... Akşamdan kalma uyandığın sabahlardaki gibi başağrılarıyla yaşamaya başlıyor,gitgide hayattan kopma noktasına gelene dek durmuyorsun.Yolun sonu karanlık derken oraya ulaştığında yanıldığını anlıyorsun.Her bitiş aslında bir başlangıç,her kapanış başkası için açılış oluyor.Bunu kavrayana dek çektiklerinse yanına kar kalıyor.Her daim Aşkla... |
|
|
Yazan *$eLaLe*
Tarih: 24.03.2010 14:08:38
Sil
|
"Seni seviyorum" "Bende" "Beni düşün olur mu?" "Olur" "Özle aynı zamanda" "Peki" AŞK,ey aşk! Ne buruk,ne mutlu,ne de acı... Anlayamadığım bütünlük duygusu... Hepsinden bir parça ama asla tamamı değil.Hep bir eksik,belki bir fazla... İçimde bir çocuk ağıtı,avuç avuç can kırıkları gözbebeklerimde,düşmemek için kendime tutunuyorum... |
|
|
Yazan *$eLaLe*
Tarih: 24.03.2010 14:02:22
Sil
|
Onunla mutlu olmayı hayal etmek ne güzel bir duyguydu. "Keşke ona ait olabilseydim"diye düşündüğümü anımsıyorum. Olabilirdim aslında,bedelini ödeyebilseydim eğer. Bencillik yani... Herkes sahip olamıyor ne yazık ki.Kendini düşünen insanlara hep imrenmişimdir.Egoist olan yanım neden hep es geçiyor,onunla savaşamıyorum. Kesen ne acaba? Bilmiyorum. Sadece seviyor olmayışım galiba.Kafamda öylesine büyük ve öylesine değerli bir yere oturtmuşum ki onu yüklediğim anlamlar ben de dahil hiç kimsenin ona ulaşmasına izin vermiyordu. O bilirdi.o anlardı,o harikaydı... Öyle olmasa bile kimin umurundaydı.Aklıma böyle kazınmıştı,daha fazla söze gerek kalmadan... Küçük dünyamda yeniden kalbim çalışmaya,hatta atmaya başlamıştı.Aşk öylesine kuvvetle onarıyordu ki,birde bakıyordum eskisi gibi batmıyordu.Acıyor ama yıkmıyordu. Ona bakıp gözlerinde kalmanın düşünü gördüm.Ellerimi ellerine,başımı omuzuna koyup "Zaman dursa" olduğumuz yer bize ait ait kalsa diye diledim. Hangi zaman,nasıl bir zaman,OLMAYAN ZAMAN... Dilekler ve hayaller... |
|
|
Yazan *$eLaLe*
Tarih: 07.03.2010 10:42:13
Sil
|
SEN YOKTUN... Günler güz yaprakları gibi birer birer dökülürken ayaklarımın dibine, Ben her gece karanlığa dikip gözlerimi, senin aydınlığını bekledim. SEN YOKTUN. Binlerce adım attım bu kentin sokaklarında, Her köşeyi, her parkı, her ağacı ezberledim. Sevdaya bulanmış her kaldırım taşında senin adını aradım. SEN YOKTUN...
Evlerin duvarları birer birer üzerime yıkıldı. Her bir hücremin acısnı ta yüreğimde hissederken, Beni enkazın altından çekip alabilecek elini aradım. SEN YiNE YOKTUN...
Özlem şarkılarını ezberledim. Kimini bağıra çağıra, kimini fısıltıyla söyledim. Karanlığa haykırdım hasretini, Sesimi duyacaksın diye senden gelecek tek bir haberi bekledim. Saatler asır gibi geldi, Zaman geçmek bilmedi... Çalan her telefonu yüreğimin deli gibi çağlayana dönen atışlarıyla açtım. Senden başka duyduğum her seste hep aynı hayal kırıklığını yaşadım. Onlar beni duymak istiyordu.,,,, Ben ise seni. Ama SEN YOKTUN...
Seni aramaktan yorgun düşmüş bedenimi karanlığın kucağına uzattım her gece. Bir an önce sabah olsun diye.. Uykunun beni çekip almasini istedim. Olmadi! Kaç gece sabahı ettim gözlerimi kapamadan.. Kaç gece merdivendeki ayak seslerini dinledim gelen sensindir diye... Her yağmurla birlikte hüzünde yağdı bu kentin üzerine. Bulutlar yalnızlığın isaretiydi benim için. Beni ıslatan yagmur olmadi. Ben senin özleminle sırılsıklamdım her mevsim. Hayat bana merhaba dedi ama ben hiç umursamadım... Uzun kıştan sonra gelmez dediğim göçmen kuşlarının dönüşünü gördüm. Denizin sonsuz maviliğine umut bağladım,, Kıyılarda fark ettim bekleyislerimi. Hep sensiz gemiler geçti limandan. Ben gemicilerin hasret türkülerine eslik ettim belki gelirsin diye,, Seni bekledim... SEN YOKTUN......
Gözümden tek bir yas akmadi. Onlar sana aitti. Sana kalmaliydi. Kimseye söyleyemedim acılarımı,, Bekleyisimin öyküsünü kimselere anlatamadım... Nice fırtınalar koptu yüregimde, Dalgalar dövdü hayallerimi. Siginacak liman, yaslanacak bir omuz aradim. AMA SEN HERZAMAN Kİ GiBi YİNE YOKTUN... |
|
|
Yazan *$eLaLe*
Tarih: 20.01.2010 13:30:05
Sil
|
Kadın olmak yanına sadece Kendini almaktı… Âşık olmak onu ardında koyup giderken İçim kan ağlasa Canım yansa Yok olsa Gene de gülümsemekti.
Ruhum can çekişirken Ben sevişmelerde eskidim. Her aşktan uzağa giderken Sevdiğim adamlar eskittim…
Sustum… Bir yanım vardı haykırmak isteyen Ben diğer yanıma takılıp kaldım… Sustum… Bir yarım vardı yok saymak isteyen Ben diğer yarıma takılıp kaldım… Sustum…
Gün nazlı nazlı doğarken Ben gecelerde eskidim. Yaşadığım aşkları terk ederken Her defasında kendimi eskittim…
|
|
|
Yazan *$eLaLe*
Tarih: 08.01.2010 21:45:37
Sil
|
$eLaLe Sultan,Hoşçakal! Gözünün elasında dinmesin mutluluklar, Senin silüetinde dirilsin yaşanası hayatlar, Gün gelir ortaya çıkarsa, kırık dökük kalmışlığıyla, O vakit bas bağrına, hıçkıra hıçkıra ağladığında…”
|
|
|
Yazan *$eLaLe*
Tarih: 26.12.2009 04:10:40
Sil
|
YOLLAR... Yollar için edilmiş nice büyük lafın yanında diyecek bişeyim olamazdı.Ardımda bıraktıklarımla,önüme kattıklarım arasında beni sürüklediği duyguya ve yere gitmekteyim.Simurg olmak için,olduğumu bile bile... Ayların kamburundan kurtulmanın hafifliğini yaşıyorum aslında.Gece yarısının ayazına ve ayrılırken Sevdam'a tebessüm etme nedenim bu olsa gerekti.Hayat devam ediyor ve edecek.Sevdamı koyduğum toprağın altına kalbimden büyük bir parçayı da bıraktım.Kalanı yeter bana.Eksik ve tekil hayatıma... Seni hep seveceğim...Uzakta olsan bile,sonsuza dek vurgun kalsam bile... |
|
|
Yazan *$eLaLe*
Tarih: 20.12.2009 14:33:21
Sil
|
Bir gün daha, bir uzun gece daha geçti. Aslında düşünüyorum da sensizlik hayatımın parçası Sensizlik zaten benim hayatım. Günlerin, gecelerin geçmesi bir şey ifade etmiyor Hayatımda zaten hiç olmamışsın ki sensiz geçen günler olsun Öyle değil mi? Ne hayatımın ne de kalbimin içindeydin. Sadece bir an geldin ve gittin. Senin için kısa bir an Benim içinse ömrümün yarısıydı. Yeni başlangıçlara başlıyorken sen Gözlerimin yaşını dindirecek olan seni bekliyorken ben Gelmeyeceğini bile bile. Artık benim olmayacağını adım gibi bilerek hala bekliyorum. Delilik mi yoksa gerçek aşk mı? Sevenler neden hala yalnız olduğumu, Neden istemediğimi anlamıyorlar. Daha doğrusu anlamak istemiyorlar Bilmiyorlar ki gerçek aşkın bir kez yaşandığını ve benim içinde onun bittiğini Bilmiyorlar ki benim içimde ben değil de sen olduğunu. Ah ah anlasalardı benim kendimi sende kaybettiğimi. Bulsam kendimi, doğrusu bulsam da seni alsam içindeki beni. Sorarsın belki, anlarsın o zaman senin bendeki aşkını. Bende anlarım senin içindeki benim nasıl olduğumu. Gel ve al artık bende ki seni dayanamıyorum... |
|
|
Yazan *$eLaLe*
Tarih: 18.12.2009 19:59:00
Sil
|
Tüm çabalarım geldiği nokta,acınası bir hal olmamalıydı.Aylardır bunun için uğraşmamıştım.Ne için uğraştığımın bile farkında değilmişim.Kaçarak,yok sayarak,erteleyerek kaybetmişim.İyi olanı dilemekten başka çare yok.Sevdiğim insanın mutluluğuyla avunmalıyım.Bunu düşlerken biliyorum ki yıllar geçecek ve ben bir yerlerde karşıma çıkmasını bekleyeceğim.Aklımdan tam sildim derken yeniden karşılaşacak,onu yeniden görmenin büyüsüne kapılacağım. Geçmiş zamanda kalması gereken insanları orada bırakmadığımız takdirde uzaklaşamayız asla.Aklımızın bir köşesinde yaşamaya mahkum ettiğimiz sevgiler,gün olur zincirlerinden kurtulurlarsa tüm imkansızlıkları kenara iteriz.Gitme,Yapma,Yaşama.. diyen aklımıza gülüp geçersoluğu yanında alırız.Ona dokunan elimiz değil,yüreğimizdir,geçmişteki bizizdir aslında...Diriltmeyi başardığımız eski zamanlar,yaşayamadıklarımızın pişmanlıklarıyla kaplanır.Dolan gözlerimizden akan yaşlarla seviştiğimiz bedene sahip olmadığımızı bilmekse içimizde kopan fırtınanın adıdır.Bir yerde başlar,başka yerde tekrarlanır.Aşk doğduğu yerde ölür yani... Taşımayı beceremediğim bu duyguya saplanıp kalmak başıma gelecek en kötü şey olsa gerek.İki acı birleşip kalbime oturdu.Bir yanda sevdam,bir yanda yalnızlığım.Nerden baksam içimi acıtıyorlar.Kabullenmeliyim... Bırakmalıyım...Gözyaşlarımı kurulamalı,tebessüm etmeli,barışın hükmüne giren ruhumdaki fırtınayı dindirmeliyim... Sakladıklarımı harcına katarak ördüğüm duvarların ardında kaldı benliğim.En kötüsüde öyle sağlam yapı çıkardı ki ortaya, yıkmaya kimsenin gücü yetmez.Bir zamanlar orada yaşamaya mahkum kıldıklarım,yani anılarım terkeylediğindesemalar kararacak gözyaşlarımla ıslanan yanaklarım solup gidecek.Gözlerimin sönen feri,sadece yokoluşu çağrıştıracak,ölüm bile gelirken nazlanacak...Daha diye haykıracağım dahası olmadığını bile bile ve saklayarak kandırdığım bizden ötesi olmadığını görene dek devam edecek,ördüğüm duvarların arkasında yas tutacağım... AŞK DOĞDUĞU YERDE ÖLÜR... |
|
|
Yazan *$eLaLe*
Tarih: 14.12.2009 16:43:54
Sil
|
KADER Mİ? Hiç karşı gelememiştim kurallarına,dayatmalarına.Anlatmakla uğraşmaktansa kabullenmiştim.Belki savaş vermem gerekiyordu.İsteklerimi ona uydurmaktansa,eldekilerle avunmaktansa savaş vermeliydim. Donduğunu sandığım zaman akıp gidiyor,istifini bile bozmuyor acımın karşısında.Ara sırada olsa gözlerimde beliren öfke,neye karşı ürettiğimi bilmeden yanıyor,içimi kavuruyordu.Bulanık zihnim parçalanışı yaşıyor,şaşkınlık vadisini geçiyorum sanki. Kendi küllerimden doğmak,kabulü seçmemle mümkün ancak.Ne olursa olsun,ne yaşanırsa yaşansın bir nokta var kiakıl burada duruyor,ötesine varamıyor. Kader yani... Açıklamaya çalışıyorum nedenleri ve sonuçları...Olmuyor,bazı şeyler açıklanamıyor.Her zaman istediğimiz insanı yanımızda tutamıyoruz ne yazık ki.Bir şeyler engel olduğunda zorlamak mı gerekiyor,yoksa razı olup yoluna gitmek mi.Kabul ettiklerimle barış etmemeye direnmemeliyim.Anlamalıyım.Harcadığım emeklerin sonucu buysa,başka ne bekleyebilirim ki.Nasılsa beklediklerimi bulamayacağıma göre,küsüp kabuğuma çekilmem gerek.Sorunlarımı çözebilirmiyim bu şekilde.Peşpeşe hayırlar sıralanıyor düşündükçe... Alacakaranlığa katık ettiğim acının kızılı,aynı kızıllıkta yüzüme aksediyor.Bedenimin aksine aklım,yargıladığım ruhumla hesap kapatıyor. Yanlış zamanda karşılaşan iki insandık biz aslında ve imkansızlıkları yaşadık.Başka bir hayatta karşıma çıksaydı derken ellerimin arasından kayıp gitmesine müsaade etmiş,o duyguda kalmak,kalbimi çarptırmak,tenimi yakmak,beni onda kimlikleyip onda sonlandırmak isterken kaybetmiştim. Yine sabaha vardığımda taşımak zorunda olduğum acıya eklenen gözyaşlarım,dışarda yağan yağmurla gözlerimden defalarca aktı. Varlık kadar yokluklada başedebilecek güç içimizdedir.Kabul yahut inkar ne düşünürsek düşünelim,başedebiliriz.Yaradılıştan miras aldığımız bu hal,lazımken ortaya çıkar ve bizi yeniye adapte eder,hazırlar.Bu sadece geçiş dönemi.Devirdiğim hayatın içinde nice acıya ve sıkıntıya göğüs germeyi başardıktam sonra,yıkılmak olmaz... Hüzün durağında kalmayı ve o hüzne dalmayı seçiyorum... |
|
|
Yazan *$eLaLe*
Tarih: 14.12.2009 16:08:51
Sil
|
O'nun ardından... Gün doğmayacak sandım.Zaman geçmeyecek gibi geldi.Ama bu sabahta olduğunda birde baktım nazlı nazlı doğuyor gün,dönüyor dünya,devam ediyor hayat.Yıkımsa sadece beni bağlıyor,ateş düştüğü yeri yakıyor,yaktığı yeride dağlıyor.Gerisi boş,bomboş...Olması gerektiği gibi... Başka gözlerde gördüğüm baharları yıllardır özleyerek bekliyordum.Sıra bana gelsin,benim gözlerimde de baharlar açsın...Ama nafile... Hayat devam ediyor işte.Benimde yaşamam ve devam etmem gerek.Bahşedilmiş hayatı en iyi ve kendimce en doğru şekilde tamamlamam gerek.Hiç kimse için değil,bunu kendim için yapmalıyım.Hayattayım ve olduğum sürecede yaşamakla mükellefim... Toprağa dönmeden,toprakta iz bırakabildim mi. Prangalarımdan kurtulup,özgürlüğü tadabilecek miyim bilmiyorum. Ama hayat devam ediyor işte... |
|
|
Yazan *$elale*
Tarih: 10.12.2009 03:53:57
Sil
|
İlk önce gözyaşlarımı silmeliyim.Senden gidişim,beni kaybettiğin anlamına gelmesin.Belki her an yanıbaşında duramayacağım,lakin unutma ki her aklına düştüğümde ben sende olacağım... Aramızdaki mesafelerin anlamsız olduğunu işte o zaman anlayacaksın... İlk günlerde ne olabileceğin insan olduğuna inanmıştım,ne de seninle yaşayacaklarımı öngörebilmiştim.Birlikte geçirdiğimiz 9 ayda yaşanan tüm acılara rağmen sayende bunların üstesinden gelebileceğimizi,hatta atlatabileceğimizi ümit etmiştim. Dünse gitmek vaktinin başucumda durduğu en karanlık şafakta ben senden.ben umutlarımdan,ben mutluluğumdan gitmekteyim.İnan çok üzgün,ama mecburum... Bu güne dek doğru bildiklerimin peşinden gitmekten korkmadım.Gözlerimde yanan ateş,bütün imkansızlıkları yapılabilir kıldı her zaman.Kendime tutunmaktan asla vazgeçmedim,vazgeçmeyeceğim... Savaşta açan güldüm,soldum.Kim kazandı zafer kimin bilmiyorum ama,aklımı kalbine,kalbimi zincire bırakıyorum. Güle güle sevgili... Sen her daim mutlu ol,mutlu kal... |
|
|
Yazan *$elale*
Tarih: 09.12.2009 22:39:21
Sil
|
Aşkın ne zaman.nerede insanın karşısına çıkacağı belli olmaz.Gelişi gibi,gidişide belli olmaz.O yüzden yakalandığında sımsıkı tutmalı,vakti iyi kullanıp sonradan pişmanlıklar yığınıyla boğuşmamalı insan... Böyle aşkların olamayacağını düşünürdüm.Meğer yanılmışım.Aşk illakileri barındırmıyor içindeözgür kılınması gerekir ki,kalbimize yer edebilsin.Hayatta çok ender çıkar insanın karşısına böylesi...Mümkünse yaşarsınız,değilse ölene dek taşırsınız yüreğinizde... Kelimeler onu tasvir etmekte kifayetsiz kalır. Sesini her duyduğumda o sese dalan aklım kaybediveriyor neden bahsedildiğini...Yanında olmak istiyorum umarsızca,farketmesemde içime siniverir...Seninle yaşamayı,sensizlikle öğrendim... Ömrümün sonuna dek taşıyacağım bu aşk,bedenleniverdi sonrasında da... Seni sonsuza dek seveceğim...Sensizliğe vurgunsam bile... |
|
|
Yazan *$eLaLe*
Tarih: 28.06.2009 03:07:38
Sil
|
YAĞMUR İÇİMDEKİ YANGINI SÖNDÜRÜR MÜ? Aynadaki hüzünlü yüzüme baktım az önce bir kez daha.Tüm saklı düşüncelerim birbiri ardına karşıma dikildiler sanki. Su yeşili gözlerim bu geceden sonra bir daha gün ağarmayacakmış gibi dipsiz karanlıklara gömüyordu yüzümü.Buğular geçiyor,ağlamakla gülmek arasındaki nefesler çığlığa,kaybettiğim gerçeğiyse ufak ufak dirilen,dilegelen fırtınaya dönüşüyordu.Yoksunluktan yokoluşa doğru... Başım ellerim arasında camdan baktığımda,içimdeki acıya eşlik eden yağmur damlalarını gördüm cama vururken.Yüreğimden akıp giden aşk,dünde kalan anıların gölgesinde yaşam savaşı veriyordu. Yağmur içimdeki yangını söndürür mü?... |
|
|
Yazan *$eLaLe*
Tarih: 11.05.2009 16:51:05
Sil
|
AşKıN TaRiFi BuDuR!!! :'( O’nu hatırladıkta başı göğe ermişçesine ya da asansör boşluğuna düşmüşçesine ürperiyorsa yüreğiniz... Ömrü saatlere sıkışmış bir kelebek telaşıyla O hüzünden bu neşeye konup kalkıyorsanız gün boyu nedensiz... ve her konduğunuzda diğerini iple çekiyorsanız bu hislerin... O’nunlayken pervaneleşen yelkovanlar, O’nsuz mıhlanıp kalıyorsa yerine, bir akrep kadar hain... sınıfta, büroda, yolda, yatakta içiniz içinize sığmıyor, O’ndan söz edilince yüzünüz, sizden habersiz, mis kokulu bir ekmek dilimi gibi kızarıyor, mahcup somurtuyor veya muzip sırıtıyorsa, ve O, her durduğunuz yerde duruyor, her baktığınız yerden size bakıyor, siz keyiflendikçe gülüp, hüzünlendikçe ağlıyorsa... dünyanın en güzel yeri O’nun yaşadığı yer, en güzel kokusu bedenindeki ter, en dayanılmaz duygusu gözlerindeki kederse... hayat O’nunla güzel ve onsuz müptezelse... elmalar pembe, kiremitler pembe, gökyüzü, yeryüzü, O’nun yüzü pembeyse, kışlar ilkbaharsa, yazlar ilkbahar, güzler ilkbahar... her şiirde anlatılan O’ysa... her filmin kahramanı O... her roman O’ndan söz ediyor, her çiçek O’nu açıyorsa... bir anlık ayrılık, bir ömür gibi geliyor ve gider gitmez özlem saç diplerinizden çekiştirip beyninizi acıtıyorsa, iştahınız kapanıyor, iştahınız açılıyor, iştahınız şaşırıyorsa... iştahınız, hasret acısında bile karşı konulmaz bir tat buluyorsa... eliniz telefonda yaşıyor, işaret parmağınızla ha bire O’nu tuşluyor, dara düştüğünüzde kapıyı çalanın O olduğunu adınız gibi biliyorsanız... mütemadi bir sarhoşluk halinde, her çalan telefona O diye atlıyor, vitrindeki her giysiyi O’na yakıştırıyor, konuşan birini dinlerken "keşke O anlatsa" diye iç geçiriyorsanız... kokusu burnunuzdan, sureti gözünüzden, sesi kulağınızdan, teni aklınızdan silinmiyorsa bir türlü... özlemi, sol memenizin altında tek nüsha bir yasak yayın gibi taşıyorsanız gün boyu... hem kimseler duymasın, hem cümlealem bilsin istiyorsanız... O’nsuz geceler ıssız, sokaklar öksüzse... ayrılık ölüme, vuslat sehere denkse... gamze gamze tebessüm de onun içinse, alev alev öfke de bunca tavır, onca sabır ve nihayetsiz kahır hep O’nun yüzü suyu hürmetine... uğruna ödenmeyecek bedel, gidilmeyecek yol, vazgeçilmeyecek konfor yoksa... dışarıda yer yerinden oynuyor ve "içeri"de bu sizi zerrece ilgilendirmiyorsa, nedensiz küsüyor, sebepsiz affediyorsanız ve bütün bu hallerinize siz bile akıl erdiremiyorsanız... kaybetme korkusu, kavuşma sevincinden ağır basıyorsa ve aşk, gurura baskın çıkıyorsa bu yüzden her daim... gece yarısı kadim bir dost gibi kucaklayan tanıdık bir şarkı, bütün acı sözleri unutturmaya yetiyorsa... Her gidişte ayaklarınız "Geri dön" diye yalpalıyorsa ve siz kendinize rağmen dönüyorsanız, sınırsız, sabırsız, doyumsuz bir tutkuyla... ...o halde yarın sizin gününüz!.. "Çok yaşa"yın ve de "siz de görün"üz. |
|
|
Yazan *$eLaLe*
Tarih: 03.04.2009 16:22:20
Sil
|
Her aldanış.her yalan,her ihanet derin bir çizgi bırakıyor aynada.Kırık bir hayalin ardından dertleşmekteyim kendimle...yüreğimden geçen kırıklarla tükeniyor birer birer güven adına ne varsa.Hoşgörüm tükeniyor dönemeçlerde,umutlarım yitiyor.geri dönerlermi acaba? Yeni umutlar,yeni ışıklar olacak mı?Kapanan güven kapım yeniden açılıp güneş sızacakmı içeriye?Sızsa bile dahamı ürkek olacağım,daha ürkek,daha sert,ama daha sağlam.Bir daha feda etmeyeceğim bana ait olanları...Ve asla sonuna kadar aralamayacağım GÜVEN denen o sığınağın kapılarını.yansın yüreğim,YANSIN.ama üzülmesin bir daha.işlenmeye hazır yumuşacık bir toprak gibiyken bu hale nasıl geldim diye düşündüm.Acılar,aldatışlar,yalanlar,yitirilmişler beni böylesine inançsız ve katı yaptı.hala büyüyorum,hala olgunlaşıyorum,tüm bunlara rağmen hala gülümseyebiliyorum... Güneş yine doğuyor,gün ışığı örtüyor yüklerimin üzerini. daha kaç yalanla yüzleşecek,kaç ihanete uğrayacak,kaç zirveye çıkacak,kaç yere düşeceğim bilemem.Yüreğimin cam kırıkları artacak,çoğalacak ama ben gülümsemekten yine de vazgeçmeyeceğim... Zaman silmeyecek biriktirdiklerimi,hepsi yerli yerinde kalacak ama yüreğim asla kirlenmeyecek.Hiç bir yalan,hiç bir ihanet bunu başaramayacak. Yaktıklarım ve yandıklarımla izleri silinmeden göç edeceğim hayattan... Her Şeye Rağmen.DEĞER...
|
|
|
Yazan *$eLaLe*
Tarih: 26.03.2009 04:47:53
Sil
|
“Geç kalmıştım… Tüm bunları düşünmek için çok geç kalmıştım. Anımsamak beyhude bir avuntuyken her şey eksik, kırık dahası buruk kalakalmıştı. Yalnız ve yılgın… Geride bırakmak cesareti devam edebilmek demekti. Bunu başarabilmek içinse acı taze, anılar çok diriydi. Yıkıp geçenler en başında onarır sanmıştım. İçimdeki yalnızlığa inat tutunmak istemiştim.” Yanlış dallara, yanlış kollara…”
Etrafıma dolan gözlerle baktım.Oturmuş odamda kendimi onarmaya çalışıyor,beceremiyordum... Bundan sonra olacakları kestirmek öyle zordu ki...'Nasıl'sorusuna verilecek yanıtım henüz yoktu.Sorular yanıtsız kalsa dahamı az acı verirdi acaba? Kendimi hep yok saydım.“İçine düşeceğimi, en dibe geleceğimi kestirmem gerekirdi. Böylesi durumların sonunda hep kırılan bir kalp vardır. Bu kez benimkine çıktı büyük ikramiye…” Bilmiyordum...Nasıl bilecektim ki?İçimden sökülen, örselenmeden geri alamayacağım kalbimi kanatmak demekti bu.Kana,daha çok kana...Hayatımda hayıflanacak bir çok şey olsa dahi tek bir konu vardı asla pişmanlıkların dokunamayacağı.SEVDA.Bunun adını koymak aylara,kimi zaman yıllara tekabül ederdi. Geriye bakmak istemeyen tarafıma kafa tutan,dinlemeden gözlerimi dolduran acıya katık ettiğim sevgim,çıkmaz sokaklarda yolumu yitirmeme neden oluyordu.ve ben ilk defa bu yitişten tuhaf bir keyif alıyordum... İçimdeki ses beni asla yanıltmazdı,yine yanılmamıştım. Yaşarsan acırsın demişti içimdeki ses.YAPMA! YAPTIM BİLE! diyerek acı acı tebessüm ettim.Ve kokusu üzerimde kaldı...
|
|
|
Yazan *$eLaLe*
Tarih: 06.03.2009 12:47:41
Sil
|
BİR AŞK BİTİNCE NE KALIR GERİYE? İki yüzlü olan acının kendi payına düşen kısmı...Yaşa beni dercesine karşısına dikilir insanın.Kolunu kanadını kırar ve uç der.Yapabilecekmişsin gibi...Zaman donar sanki.Bir dahası yok sanırsın.Ne kalbinin atacağına inanırsın,ne de içindekilerinin durulacağına. Ama geçer.Elde kalır buruk cümleler. Bir aşk bitince ne kalır geriye? |
|
|
Yazan *$eLaLe*
Tarih: 04.02.2009 15:44:02
Sil
|
ŞİMDİ BİTTİ... 'Şimdi bitti' diyordu içimdeki ses. Gözlerimdeki yaşlarla 'doğru olanı yaptım'dedim kendime.Böyle olması gerekiyordu.Hayatına dönmeliydi.Benden umudunu kesmeden yapmayacağını biliyordum.Kapıları çarpmalıydım suratına.Sımsıkı kapamalı,gerekirse canını yakmalıydım.Bana kızgın olmalıydı,hatta nefret etmeliydi.Tıpkı şu an olduğu gibi. Gece,bitiş çanlarını çalıyor,kaybın adı AŞK oluyordu.ÇOOOk sonra hala pencerede dikildiğimi farkettim,kendimi toparlamam gerekiyordu.Duvarlar üzerime gelmeye başladığında gitmek için daha fazla bekleyemedim.Hızla giyinip arabama atladım,kontağı çevirirken unutmak için anımsamak,dönmek içinse gitmek gerektiğini düşünüyordum... Geride kalan kentin uzaklaşan ışıkları,geçtiğim köprüyle birleşip ardımda kalanlarla beni bekleyenler arasında sıkışmamı sağladı.Gaza basmak,hızı artırmak işe yarayacak gibi gelsede ağlayarak,dahası haykırarak devam ettim.Kızdığım kendimden başkası değildi.Avuçlarımın içinden kayıp gitmesine izin verdiklerim için yaktığım ağıttı sanki.Çalan şarkının sözleri anlatıyordu beni,onu,bizi...'Herşeyden Çok'diyordu.Bağırarak eşlik ediyordum.Gece boyuda edecektim.Yol canımı yakıyordu şarkıdaki gibi... |
|
|
Yazan *$eLaLe*
Tarih: 04.02.2009 15:25:21
Sil
|
AYRILIK... Ayrılık.Yaşanması gerekeni ötelemek sadece ve kesinlikle işe yaramaz.Yüzleşmediğin acı,her an peşin sıra gelir ve başka yanlışlara sürüklenmeni sağlar.Şimdisi yok.İçinde olduğun duygu var sadece.Oda onun yitirdiğinin gerçeği.Sevdiğin insan yok artık hayatında. Hepsi bu kadar... |
|
|
Yazan *$elale*
Tarih: 03.01.2009 18:48:30
Sil
|
Her bir düğümü tek tek çözmeye çalıştıkça ellerimle, yeni düğümler oluşuyor adeta..! hiç çözülmeyecekmişçesine.. Bu kez her şey daha zor... Aslında zor olan ne sensin ne de hayat. Zor olan benim bana.. Artık zor geliyorum kendime.. Yoruldum... Bir daha düşersem, kalkamayacağım ayağa, hissediyorum. Belki uzatacaksın elini ama, bu kez ben tutamayacağım, biliyorum... Gözümün bebeğinde, yüreğimin en saklı yerindesin sen. Kimselere göstermiyorum seni..., hatta bazen kendimden bile gizliyorum. Varsın aklım sensiz bilsin yüreğimi... Yokluğun içimi acıtıyor. Buna rağmen kal istiyorum, içimde bir yerlerde.. Sanki seni çıkarıp atarsam tamamen kaybolacakmış gibi geliyor sana dair ne varsa.. Sana ait olan izler silinip yok olacakmış gibi, senli kelimeler yazamayacakmış gibi kalemim bir daha.. Her tutunmaya kalktığımda sana, dipsiz kuyulara çekiliyor ruhum. Çıkmaya çabalarken gücüm tükeniyor gitgide. Bir gün temelli bitecek, fark ediyorum.. Tüm şarkılarım, tutsak olup sensizliğe, çığlığa dönüşüyorlar içimde. Yüreğimle bağırıyorum, sen duymuyorsun, sen bilmiyorsun.. Bir zamanlar gecelerimi aydınlatan gözlerin, şimdi karanlığa çağırıyorlar beni. Kapatıp gözlerimi, düşlerimde buluyorum seni. Açtığımda yine gidiyorsun. Ve ben yine karanlıklara uyanıyorum. Üşüyorum... Beni üşüten ne ayazları kışın, ne de yalnızlığım. Yokluğun üşütüyor beni, bir yandan yakarken yüreğimi.. Göremezsem gözlerini, hiç aydınlanmayacak günlerim.. Tutamazsam ellerini, hiç ısınmayacak yüreğim... Ne Derler Bilirsin, insan hep kendi için iyi olanı yapmaz.... |
|
|
Yazan *$eLaLe*
Tarih: 02.01.2009 21:33:25
Sil
|
Bana Seni Yazdiran Yarim Kalmisligindir..
Bu gece yoklugunun dökümünü yapiyorum. Aylar önce sensizlige yazdigim siiri okudum bir de dün gece yazdigimi... Hiç fark yok... Neden azalmiyorsun bende? Neden gidisin dün gibi? Neden sana yazdigim her yazi hep ayni yerde tikaniyor?
Ben bugüne kadar kimseyi yoklugunda bu kadar önemsemedim Kimseyi yoklugunda bu kadar özlemedim... ve suna emin ol hiç kimse yok'ken bu kadar sevilmedi...
Benim karsima "ask" diye bu sonucu çikaran yarim kalmis'liktan baska bir sey degil bunun farkindayim..Ama iyi ama kötü bitmeli her hikaye! Sen bitmedin. Bitmeyensin..
Ayriligin adini koyamadik sevgilim. Iste bu yüzden kopamadik birbirimizden bir türlü.. Ben yarim kalan ve adi konmayan hiç birseyi unutmam...unutamam..... içimde sizisi kalir. Ya hersey yasanacagi yere kadar yasanip sona ermeli ya da ayrilik sözkonusu oldugunda bir daha kimsenin çiti çikmamali! Biz bunu basaramadik ayrilamadik! Sen yasanip da bitseydin eger hatrima gelmezdin. Seni bu kadar yazilasi yapan yarim kalmisligindir.. O gecenin sabahinda ayriligin aklina nerden geldigini biliyorum... Anlamistin benim soyut' a tutkun oldugumu... O yüzden gittin kim bilir... Sevilmek için güzel hatirlanmak için kayiplara karismayi tercih ettin...
oysa bu o kadar zor bir sey degildi sevgili... Farkli bir dokunusagizdan çikan ve bugüne kadar kullanilmamis bir söz yeterdi zamani durdurmaya..... Ben asktan söz açildiginda zamani durduramayan kimseyi sevemedim... Ondandir belki de varliginda sevemedigim insanlari yoklugunda düslemek.... Belki de onandir yanindaylen yüreginin gurbetine düstügüm bir sevgiliyi silasinda özlemek.. Yoklugun hiç de adil degil... beni yok ediyor seni var ediyor sevdigim.. Evet seviyorum seni varligina ragmen! Üç mevsim degisti bu sehirde ama ben varliginla-yoklugunun aaaatini çözemedim... seni yasamak istemiyorum! .... öyle bir sen yarattim ki sen yokken yasanildigi an yitirir anlamini... sen yokken yarattigim sen yasakladi sana dokunmami... Sana düsman bir sen var içimde.... seni senle savastiryorum olan bana oluyor... Uzun zaman önce bir yerden duymustum bu sözü: "HANI RUHLARIMIZ ÖPÜSÜR YA? BASKASINDAYKEN AGZIMIZ..." su an varliginla yoklugunun aaaatini bu sekilde tanimliyorum seni senle savastirirken maglup olan yüregime...
Varligindaki seni yoklugundaki sen kadar sevemezdim... "Keske sen yanimda oslaydinkeske bir seyler yapip da seninle zamani durdursaydik" diye hayiflanmiyorum artik..... Her ne kadar adi konmasa da bir kopusun her ne kadar vazgeçmeyi beceremesek de ayrilik ihtiyaçtandi bu hikayede....
Yazik! son sözü zaman söyleyecek... Yazik! bu sefer hayatin acimasiz akisina biraktik aski... Ben senden kalan ayriliga bile yas tutamiyorum adam gibi! Bunu engelleyen senin varligin... iste bu kadar güzeldir senin yoklugun... iste bu kadar ayrilgina üzülmemi engelliyor varligin...
|
|
|
Yazan *$eLaLe*
Tarih: 20.12.2008 11:20:02
Sil
|
Yine bir gece ve yine baş başayım kendimle, işte yine seni bulup kaybettiğim yerdeyim.
İnsanın bir şeylere karar vermesi ne kadar zor ya seni içime gömmeli ya da artık içimden söküp atmalıyım. Ama her ne olursa olsun susmalıyım. Hangisi daha zor, hangisi daha acı? Gerçekten gitmeli miydin, yoksa kalıp yanımda savaşmalı mı?... Bir yol arıyorum kendime, bulduğum tüm yollarsa sana çıkıyor…
Kapanmalı artık gözlerim. Sonsuz bir karanlıkta tek başıma yürümeye devam etmeliyim... Yürümeliyim ardıma bile bakmadan, yürümeliyim parçalayarak değerleri ve sevgileri, yok ederek yaşadığım tüm zamanları...
Nasılda acımasız zaman. Nasıl da yüceltmiştim seni gözümde. Tutup kendi ellerimle koymuştum en yükseğe, sonra keyifle izlemiştim yüceliğini. Ama yine ben bitirmeliyim. Tutup kollarından indirmeliyim olduğun yerden. Ya da seni ölene kadar yaşatmalıyım içimde..... Ne kadar zor bir karar..
Bir yanım: “Bir daha kimse, hiç kimse onun kadar çok sevilmeyecek”, derken, bir yanım sakin, sessiz...
Zaman geçiyor, acım dinmiyor. Kapanmıyor yaralarım.. Tükenirken ben, aklımda bir tek sen... Görüyor musun, yine konuşuyorum ama sessizce. Susmayı öğreniyor yüreğim.. Ama ben kararımı verdim... |
|
|
Yazan *$eLaLe*
Tarih: 09.12.2008 19:07:42
Sil
|
BİR TUHAF ÜLKE... Bir tuhaf ülkenin bir tuhaf düzeninde yaşayanlar, olması gerekenlere özelmiş gibi davranırlar. Kuralına uyanın neredeyse ayakta alkışlanma nedeni budur işte. En tepedekinden en alta kadar benzerlikler gösterdiği bir tuhaf coğrafyanın bir tuhaf yaşayanları aynı tuhaflıklar silsilesiyle yanlışı uzun zamandır kendilerine doğru etmişlerdir. Beylik laflara dönüşen tabirler hayatımıza girdiğinden beri düzene uyma yolunu seçen çaresizler tayfası sayısını nüfusa çoktan eşitlemişlerdir. Zamlara çıkmayan gıklarımızın başka açıklaması olabilir mi? Ya da orman yakmanın en ağır suç kapsamına neden alınmadığı sorusuna cevap veren var mı? Herkesin kendi cebini doldurma gayesinden öte bu coğrafya içini ve toplum menfaatini düşünen birileri olacak mı? Şayet olursa bunda bir tuhaflık var denilmeyecek mi?
|
|
|
Yazan *$eLaLe*
Tarih: 09.12.2008 19:03:11
Sil
|
BEN+BEN=BENCİLLİK Büyük egolara sahibiz ne yazık ki. Aşılmaz duvarların harcına kattığımızdan olsa gerek ardında yaşamaya mahkûm ettiğimiz kimliğimiz gitgide silikleşmektedir. Kolay kırılır olan benlik bencillikten beslenirken bunu kalkan olarak kullanmaktayız aslında. Daha fazla can acımasın diye… İnsanlar, yalanlarla kuşattığı dünyalarını bu sayede koruma altına aldıklarını düşünürler. Gün gelir geriye doğru bakarlarsa -ki bunu yapan sayısı çok azdır- boşa geçirilmiş olan geçmişle yüzleşirler. Ben kimim sorusunu soran geç kalmışlar, kendini bulma yolculuğuna da geç çıkarlar. Geç kalınmışlığın aceleciliğiyle az zamanda çok yol kat etmek isterler. Ne de olsa yol uzundur. Tüm ömrü kendi dışında akıp giden kavgalarla harcadıktan sonra özellikle neyi, ne kadar kurtaracaklarını düşünürler. Her şey istemekle başlar… Mutlu hayat diye bir şey yoktur, olan mutlu yaşam algısıdır. İçimizdeki fısıltılar çığlığa dönüşmeden onlara kulak vermek gerekir. Gerektiği ölçüde benler ve bencilliklerle yalansız gelecekler yaşamak mümkündür siz onu mümkün gördüğünüz sürece… |
|
|
Yazan *$eLaLe*
Tarih: 09.12.2008 18:59:00
Sil
|
KORKULAR Kadın büyürken itinayla ekilir kalbine korkular… Erkek boyunduruğuna sokulurken kullanılan dinamiktir bu aslında. Gitgide suçunu kabullenerek başını öne eğer. Suçun ne olduğu konusu önemli bile değildir. Nasıl olsa bir neden üretilir. Kimi zaman varlığının dahi suça ortak ettiğini düşünür. Özellikle terk edildiğinde yahut aldatıldığında… Kendine, bedenine, geçmişine, kalbine duyduğu bu yabanıllık hayata karıştığında iki şekilde kendini dışa vurur. Ya katı kurallar ve duvarlarla örer çevresine ya kuralsızlıkla canının istediği gibi yaşar. Her iki durumda da ne tuhaftır ki aynı mutsuzlukta bulur kendini... Kadın olmanın varoluşuna yakıştırılana uygundur aslında kırılganlık, muhtaçlık. Erkekler zeki kadınları sever, eşleri olmadığı takdirde sözünün çıkış noktasında duran budur belki de. Kadında olmaması gerekir aklın, yeterliliğin, güçlü duruşun. Yoksa cinsiyet önüne ekleniverir zor kelimesi. Kuyruğu dik, burnu havada gibi tabirlerle tarif olunur, yalnızlığa mahkûm edilirsiniz.
|
|
|
Yazan *$eLaLe*
Tarih: 09.12.2008 18:31:28
Sil
|
SEN+SENVESEN=SENCİLLİK Kadınlar anne oldukları an kendilerini unutmakla başlayan süreçte çocuklarını her şeyden çok cümleleriyle algılamaya başlarlar. Bu gittikçe bireye dönüşen çocuk için taşınması ve kabulü güçleştirir. Çünkü onlar, annelerinin bir parçası olmak yaşını geçmişlerdir. Çatışmaların özünde duran bu durum gittikçe annesinden kopma uğraşına dalan çocuk ile annesi arasında derin uçurumlar açılmasına neden olur. Birbirlerinin anlamamakta, çoğu zaman bununla karşı tarafı suçlamaktadırlar. Oysa anneler, doğdukları an kandan öte bir bağ ile bağlandıkları çocuklarının her zaman kucaklarında olacaklarına saplanmışlardır. Büyüdüklerinde durumun değişmesi bireye dönüşen çocuğunu kabul ve tercihlerine saygı konularını reddederek kemikleşen çatışmayı körüklemişlerdir. Donanımlı anneler için durum nispeten farklıdır. Onlar bunu kabullenmişlerdir. Çocuklarına bu mantıkla yaklaşıp ona hükmetmek yerine, anlama yoluna gitmişlerdir. Böylesi annelerin şanslı çocukları hayat kavgasının içinde doğru adımlarla yola devam ederken, diğerleri yargıladıkları annelerinin bir benzeri olmak sonucuna ulaşmışlardır. İlk soru nasıl anne olmak istediğiniz olmalıdır. Kendi anneniz gibi olmamak içinse birikimlerinizi gözden geçirmeniz gerekmektedir. Kucağınızdaki çocuğun yarın büyüyeceğini hesaba katarak ona hayatı öğretirken gün gelecek kendi tercihlerini yaşayacağını unutmamalısınız. Size hükmedilmesi bir zamanlar nasıl hoşunuza gitmediyse çocuğunuz için de durum farklı değildir. İyi yetişmiş insan sayısı artmadıkça aydınlanmayacak karanlıklar için en çok annelere, insan yetiştirenlere iş düşmektedir. Yüreği güzel annelere, yüreği güzel çocuk yetiştirmeleri dileğiyle…
|
|
|
Yazan *$eLaLe*
Tarih: 09.12.2008 18:18:22
Sil
|
Özlemin en güzeli yaşadığın, sevdiğin, bildiğin toprağa ve kente duyulandır. Geri döndüğünde hasretle dolan gözlerinden akan iki damla yaşta can bulduğundandır. Gitmek lüksüne sahip olmak kadar kavuşmak da vardır. Kulağına dokunan fısıltı, “Hoş geldin,” derken aslında tebessüm ettiğin kendi sevdandır... |
|
|
Yazan *$eLaLe*
Tarih: 01.12.2008 15:29:01
Sil
|
KENDİM İÇİN... Onun ve benim hayatımıza soktuğumuz şey aslında kaçışlarımızdı. Başta yalnızlığımızdan. Umutları barındırmadan, yarınımız olmadan. Bunu beklemeden ve vaad etmeden… Ne olduğunu bilerek buluştuk her defasında, kaybetme hesapları gütmeden. Oynamadık birbirimize hayata karşı oynadığımız oyunlardan hiçbirini. Bakmadık ardımıza, olmayan geleceğe bakamadığımız gibi… Planlar yapmadık, hayallerimiz yoktu. O zamanı, kimse biz kadar doyasıya yaşamadı. Aşkı güzel kılan bu belki, içindeki hesapsızlık… Taşımadığımız kimliklerimizle çıplak kalmayı becerdik. Sorgu yoktu, matematiği olmadığı gibi… Anlar vardı. Birarada olduğumuz ve kaldığımız. Hatırlanınca gülümseten anılar edindik bir sürü. Güldük bol bol. Ağladığımız zamanlara inat. Selam durduk şafaklarda. Gün doğumlarını izledik el ele. Dolan gözlerimizden akmasına müsaade etmedik gözyaşlarının. Kavga ederken bile barışacağımız anı düşündük. Baktık birbirimize bazen dakikalarca. Kelimeleri koyduk kapı önüne. Geriye ne kaldı? Dokunmak… Biz de dokunduk birbirimize. Başta olanca acemiliğimizle sardık sadece. Sarmalanmak için. Tuttuk tutulmak için. Düşmek kaygısı gütmedik, düşersek birlikte düşeceğimiz için. Bizi doğurduk, ben diye başlayan cümlelerimiz olduğu için. Yok olduk yokluktan çıktığımız için. Şimdi dönüp baktığımda ve düşündüğümde iyi ki yapmışım diyorum, hayatımda ilk kez kendim için… |
|
|
Yazan *$eLaLe*
Tarih: 01.12.2008 15:13:20
Sil
|
Bir ben, bir içimdeki keşkeler cenazeden hemen sonra evimize gitmeliydik… İnimize çekilip yakacağımız ağıtlarla yas tutmalıydık... Gömülmeliydik karanlıklara şafaklara, “Dur! Doğma!” demeliydik. Kendimizden eksiltip geçmişle hesap dürmeli, kabulde direndiklerimizi suçta ortaya çıkarmalıydık. Cezam başımla beraberken cılız ışıklar yavaş yavaş sokulmalıydı odama, aklıma, ardından hayatıma. O güne dek ışıksız, insansız, sessiz ve kimsesiz durmalı, belki beklemeli ya da sadece ağlamalıydık... |
|
|
Yazan *$eLaLe*
Tarih: 28.11.2008 16:23:20
Sil
|
Acımamalıydı için, neden yapmadım dememeliydin, resimlere bakıp ağlamamalı, elinden kayıp giden geleceği geçmişe gömmemeliydin. Dokunmak istediğin teni, başka kollarda bırakmamalı, yıllar sonra karşılaşıp elden gelmeyenlere, kadere küfretmemeli, kahretmemeliydin… Bana benzeyen bir kadın gördüğünde, aklına her düştüğümde, gecenin kör vakti kanter içinde uyanıp üşüdüğünde ve bensiz yattığın yataklardan yalnız kalktığında anlamamalıydın. Neyi mi? Kaybettiğini… |
|
|
Yazan *$eLaLe*
Tarih: 28.11.2008 15:15:53
Sil
|
“Rivayet edilirmiş ki kuşların hükümdarı olan Simurg Anka, Bilgi ağacının dallarında yaşar ve her şeyi bilirmiş... Kuşlar Simurg'a inanır ve onun kendilerini kurtaracağını düşünerek bekler dururmuş. Ne var ki Simurg ortada görünmediği için umudu kesmişler. Derken bir gün uzak ülkedeki kuş sürüsü, Simurg'un kanadından tüy bulmuş. Var olduğunu anlayan dünyadaki tüm kuşlar toplanmışlar ve hep birlikte huzuruna gidip yardım istemeye karar vermişler. Ancak Simurg'un yuvası, etekleri bulutların üzerinde olan Kaf Dağı'nın tepesindeymiş. Oraya varmak için yedi dipsiz vadiyi aşmak gerekirmiş. Kuşlar hep birlikte göğe doğru uçmaya başlamışlar. Yorulanlar ve düşenler olmuş. Önce Bülbül geri dönmüş, güle olan aşkını hatırlayıp papağan o güzelim tüylerini bahane etmiş oysa tüyleri yüzünden kafese kapatılırmış. Kartal yükseklerdeki krallığını bırakamamış, baykuş yıkıntılarını özlemiş, balıkçıl kuşu bataklığını… Yedi vadi üzerinden uçtukça sayıları azalmış ve beşini geçtikten sonra gelen altıncısı, 'şaşkınlık' sonuncusu, ‘yok oluş’ta hepsi umudunu yitirmiş... Kaf Dağı'na vardıklarında geriye otuz kuş kalmış. Simurg'un yuvasını bulunca öğrenmişler Simurg Anka, ‘Otuz Kuş' demekmiş. Onların hepsi, her biri Simurg'muş. Simurg Anka'yı beklemekten vazgeçerek şaşkınlık ve yok oluşu yaşadıktan sonra bile uçmayı sürdürmüşler… Kendi külleri üzerinden yeniden doğabilmek için kendini yakmadıkça, birer Simurg olmayı göze almadıkça bataklığımızda, tünellerimizde ve kafeslerimizde yaşamaktan kurtulamayız |
|
|
Yazan *$eLaLe*
Tarih: 22.11.2008 03:59:07
Sil
|
BAŞARMALIYIZ... “Eski zamanların dondurucu bir kışından bütün hayvanlar çok etkilenmiş, büyük kayıplar vermişler. Ama en çok kayıp veren kirpilermiş. Çünkü onların pek çok hayvan gibi kalın kürkleri yok, kendilerini sıcak tutması zor olan dikenleri var. Bu durumdan en az zararla kurtulmak için kirpiler meclisi toplanmış, çözüm aramaya başlamışlar. Tartışa tartışa sonunda gece olunca tüm kirpilerin bir araya toplanmasına, birbirlerine yakın durarak geceyi geçirmelerine karar verilmiş. Böylece birbirlerinin vücut sıcaklığından yararlanacak, aralarındaki hava akımını önleyerek donmaktan kurtulacaklarmış. İlk geceki deneyimlerinde bunun işe yaradığını görmüşler. Ama başka bir problem çıkmış ortaya. Üşüyen kirpiler birbirlerine fazla yaklaştıklarından yaralanmalar gerçekleşmiş. Daha sonraki gece yaralanma korkusundan birbirlerinden uzak durmuşlar ama bu sefer de donmalar meydana gelmiş. Her gece kâh uzaklaşa, kâh yakınlaşa deneye yanıla birbirlerinin vücut sıcaklığından yararlanacak kadar yakın, ancak birbirlerini incitmeyecek kadar uzak durmayı öğrenmişler. Kısacası bizim de uzun dikenlerimiz var. Bunlar hayata karşı filtrelerimiz. Bazen faydalı, bazen zararlı… Çoğu zaman, kimseleri yaklaştırmıyoruz yanımıza, canımız acır diye… Ne var ki, sıcaklık ancak yakınlaşmakla mümkün. Birbirini incitmeyecek kadar uzak, hayatın soğuk zamanlarında üşümeyecek kadar yakın olmayı öğrenmeliyiz. Aynen kirpiler gibi…”
|
|
|
Yazan *$eLaLe*
Tarih: 22.11.2008 03:51:45
Sil
|
DENE BAK! Aşk, Ey aşk! Ne buruk, ne mutlu, ne de acı… Anlayamadığım bütünlük duygusu... Hepsinden bir parça ama asla tamamı değil. Hep bir eksik, belki bir fazla… Onunla olanı onda bırakıp terk ettiğim yollarda gözyaşlarımdı yanı başımda. İçimde bir çocuk ağıtı, avuç avuç cam kırıkları gözbebeklerimde düşmemek için kendime tutunuyorum diyen şaire hak verip çığlık çığlığa gidişimdi aslında. Hep bir gece vardır ya. O geceden sonra eskisi gibi olmaz hayat. Ne çok böylesi karanlıklar yaşadım. Gün ağarırken yeniye merhaba diyen gözlerim korkarak baktı karşımda durana. “Alışana kadar,” diyerek avuttum kendimi. “Dene bak! Ne kolay |
|
|
Yazan *$eLaLe*
Tarih: 14.11.2008 23:44:05
Sil
|
Zor olan onu taşımak değil,onun gerçeğini yaşamaktı. Bunu bilerek sevmenin ağırlığında zaman zaman ezilir büzülürdüm.Nefes almak ister beceremezdim. Korkardım onsuz kalmaktan bir zamanlar... Şimdi mi? Hala korkuyorum... Korktuğum için bir yanım yanına varmak istemiyor. CANIM ÇOK YANIYOR... |
|
|
Yazan *$eLaLe*
Tarih: 14.11.2008 23:37:09
Sil
|
Sorular peşpeşe çıkıp geldiğinde yaralarımla tanıştım.Oysa iyileştirdiğim yanılgısıyla kendimi kandırmışım.Yaban kalmışım hayata.Hırpalaya,kıra devirmişim ayları.Her ayı keşkelere,nedenlere kurban ederken ondan uzaklaştım sanmışım.Silmiş zihnim aklıma fazla gelenleri,acılar batmasın istemişim.Ruhum eskirken,ben yenilendiğimi düşünmüşüm.Kızmakla geçen zamanın ardından kabullenebilseydim eğer,keşkelerim bu kadar batmazdı içime. Kaç kere aynı salonlara girdiğimi bilmediğimin farkına vardım.Aynı salonların kapılarından girip çıkmış,masalarında ağlamıştım. Her defasında 'bir daha gelmeyeceğim' dediğim ıssızlıklarda bulmuştum zavallı ruhumu,serseri mayın gibi dolaşırken... |
|
|
Yazan *$eLaLe*
Tarih: 26.10.2008 03:45:17
Sil
|
Uzun zamandır beklemişim gibi tuhaf bir hasret duyumsadım gözlerindeki hüzne dokunduğumda.Ruhunun naifliklerinde kaybolduğumu hissettim senin dönemeçlerinden geçtiğimde... Gereklilikler,olmazsa olmazlar sıralanırken birbiri ardına yaşanan başlangıç,hasretin gölgesinde kalbime salıyor köklerinide seni özlemenin en derin dehlizlerinde sabahı bekleyeceğim seni göremeyeceğimi bile bile.Ne katlanılası geliyor,ne kabul görüyor.Seni isterken zaman bile geçmeyi unutmuşcasına ilerlemiyor... Uzayan geceler,uykusuz şafaklar,sensiz günler,uzun bekleyişler gelişine bürünecekmi?Seni görmenin sildikleri,senin olmanın kederinde yitip gidecekmi?Aynı yerde olmak,ama yanyana gelememek,seninle konuşamamak,seninle yaşayamamak... BİLSEN NE ACI VERİYOR. |
|
|
Yazan *$eLaLe*
Tarih: 17.10.2008 04:20:54
Sil
|
Önce candır, ardından canan… Hep bir adım önce duran kendilik duygusu ileri safhalarda bencilliğe dönüşebilir. Hatta öyle bir hal alır ki egomuz tatmin yolculuğunda kırıp geçirdiği kalpleri görmez olur… Öncelikli bizizdir. Üstte olma kaygılarıyla büyüyenler, alttakileri yok etmeyi çoktan öğrenmişler ve güçlünün güçsüzü ezdiği bu dünyada tam tersini düşünmek bile sizi aniden dinozorlar sınıfına sokar. Buna rağmen cümleler kurar, anlatmaya çabalarsınız. Şarkılar söyler, insanlarla konuşursunuz. NEDEN dersiniz? Cevap verilmeyeceğini bile bile. Dursun istersiniz daha fazla can acımadan. Durmayacağını bile bile. Hayatı yaşama değer kılan güzellikleri görmeyen gözlerin elleri kana buladıklarında caddeleri, bir çığlık yükselir ve “Allah belanızı versin!” der. Vermesini dilerim… Onlarla birlikte tüm canilere, egosunu kanıtlamayı ölüm yolunda arayan sersemlere, kendinden başkasına yaşama hakkı tanımayıp vahşet saçan hergelelere, velhasıl eline masum kanı bulaşmış olan herkese… |
|
|
Yazan *$eLaLe*
Tarih: 17.10.2008 03:57:24
Sil
|
Karanlık günlerin aydınlık insanları… Cadı kazanına dönen bir ülkeden yükselen feryat figan yaşanmışlıkların anıları… Her akıldan çıkan seslere son dönemde eklenen komplo ve karanlık ilişki senaryoları… Unutulan açlık sınırı yanında her gün artan işsizlik diğer yanda eğitim sisteminde kobay niyetine kullanılan öğrencilerin varlığı… Trafikteki kural tanımazlarla meclisteki dışarıdan muaf kitlenin birbirleriyle olan benzerlikleri… Sokaktaki insanı mutlu sayan liderlerin bildikleri yahut bildiğini sanıp bilmedikleri hatta çarpıtıp yutturdukları… Birbirinin kuyusunu kazanlarla kuyu suyunu içip hastalananların aynı kaderi paylaştığı tuhaf ironilerin cenneti… Zenginlerin şaşası ile fakirlerin isyanı gün olup birlikte söylenen şarkıda son bulur umudunu taşıyanların ortak düşü… Akılca bol, icraatta sıfır alan milyonların ikametgâhı… Her sistemi çökmüş, kokuşmuş ve çürümüş olan nadide yer… Sahip olduğu kaynağı, güzelliği, değeri ve tarihi itinayla yok eden tek yer… SİZE DE TANIDIK GELDİ Mİ? |
|
|
Yazan *$eLaLe*
Tarih: 13.10.2008 03:55:41
Sil
|
Gitmem gerekiyordu. Her şeyi bırakmalı ve arkama dahi bakmadan uzaklaşmalıydım. İçimdeki yılgınlık boylu boyunca uzuyor, hüzün dudaklarımdan dökülen kelimelere sinsice sızıyordu. Her yudumda biraz daha kanıma karışan zehir gibi ele geçiriyor, yıkıma doğru sürüklüyordu. Yapılması gereken kaçabildiğim kadar uzağa gitmeyi başarmaktı. Ondan ötesi olmadığını bile bile…
Çocukluktan kalma anıların arasında dolaşmaya başladığımda büyüdüğümü anlamış, geçmiş içimi ilk sızlattığında büyüdüğümü anlamıştım. Derme çatma duygularıma egemen olabilme gücünü elime aldığımda yani. Uzakta kalan yıkık dökük anılar arasında üşenmeden geçirdiğim saatler, benim için kendimle yaşadığım tek kaçamağım olmaya başlamıştı yıllarla birlikte. Büyüdüğüm yeri belli. Yeşilin temiz havayı, temiz havanın yeşili doğurduğu diyarlar. Öylesi güzel geçirilmiş yıllar ertesi cesur biri olmayı başaramadım ne yazık ki. Aklıma geleni de yapmadım hiç. Yapamadım belki. Engellerim vardı kendime koyduğum. Elim kolum bağlı, dilim mühürlü, bedenim kilit altında kaldı. Gitgide keskinleşti hatlarım, kolay kırılır oldum. Esnekliği tembihleyenlerle tartışıp küslüğe varacak kadar uzattım çoğu zaman, hatta sık sık. Alıngandım. İlgiye aç ve muhtaç. Yetmiyordu kimse, yetemiyordu. Ruhumdaki kara delikler onları öylesine güçle içine doğru sürüklüyordu ki, yapacak tek şey kalıyordu. Gitmek… Korkusuzlara imrenirken korkaklığı gururla taşımak komik geliyor kulağa. Öğrenmek zaman alıyor. Benim sürecimi başlatan o kelimeydi. Minnettar olmalıyım aslında… GİTMEK...NEREYE OLDUĞUNU BİLMEDEN.DÜŞÜNMEDEN... SADECE GİTMEK... |
|
|
Yazan *$eLaLe*
Tarih: 07.10.2008 02:48:46
Sil
|
Bana göre bizim aramızdakini özel kılan şey kelimelere gereksinim duymadan anlaşabilmek...Sorumluluklar yüklemeden,ön ekler kullanmadan biraradalığın keyfiyle tadını çıkarabilmek...Bize ait olan yasak dünyada özgür ve tekil kalabilmek...Birbirimizin diğerinin gölgesinde kurumaya mahkum kılmadan,yanyana göğe uzanabilmek... Sana uzak olan bu tanımlamaların anlamını bence düşünme!Bulamazsın.Bencil ruhunda bir başkasına yaşama hakkı yok çünkü.SEN varsındır ve SEN,gene SEN,hep SEN. Acımasızlık değil bu,aylardır yaşadıklarım sadece... Huzur yeniden şekillenip,seninle dinginliği hayatıma sızdırmıştı... Bizim olan kısa zaman aralıklarına çok şey sığdırmaya çalışırdım.İzim kalsın isterdim,ben yokken beni düşünesin diye. Oysa sen benim aklımdan hiç çıkmıyorsun,sensiz nefes bile alamıyorum bunu tahmin bile etmezsin,edemezsin.Çocuk kalbimdeki sevgiyi hiç anlamadın. HİÇ BİLMEDİN... |
|
|
Yazan *$eLaLe*
Tarih: 05.10.2008 03:11:34
Sil
|
Başlangıçlar hep güzeldir… İlk zamanların büyü kaplı havasında aşk gitgide alışkanlık kuşatması altında boğulur. Buraya gelene dek yaşananlar genellikle düşünülmez ve suçlamalar başlar. Kabahati at kurtul mantığıyla suçlanan kendi dışında kalandır aslında. Oysa bir kez olsun bakma yürekliliğini göstersek kendimize…
Görecekleriniz hoşunuza gider sanmayın sakın. Süreç sancılı olacaktır. Öncelikle bakmak işi ardından baktığını görmek acıyı katlayarak arttıracaktır. Nerde hata yaptım sorusuna dek anlama çabası bu noktadan sonra eyleme geçişi yaşatacaktır. Daha zor kısmı yani…
Kendine yetebilmek, kendiyle sohbet edebilmek, cezalandırmak yahut ödüllendirmek herkese bahsedilmemiş erdemler arasındadır. İş ki bunu başaranlar hayata olumluluk penceresinden bakarlar. Kilolarından tembelliklerine oradan bünyelerindeki arızalarla barışmışlardır çünkü. “Kendimi seviyorum ve kabulümdür,” diyenler alkışı hak ettikleri kadar takdire de şayandırlar.
Sev ki sevilesin demek gerek her sabah aynaya bakıp gördüğümüz simalara… Hoşgör ki hoşgörülesin demek gerek hata yapan kendimiz olduğunda... Say ki sayılasın demek gerek buna layık olduğumuza inançla…
|
|
|
Yazan *$eLaLe*
Tarih: 05.10.2008 02:58:02
Sil
|
Bazı acılar sınav gibidir.Üstesinden gelebilmek için ne kadar yardım alırsak alalım,genede sorunu ancak ve ancak kendimiz çözebiliriz.Kendi içimizde yani... Hele ki sen ve ben gibi kumdan olan ilişkiler gelen ilk dalgayla yıkılıp suya karışmaya mahkumdur.Bu beraberliğin mayasında dirençlerin olmadığını kavradığım kaçışın ardından kendimi onarmanın yolunun sorumsuzluk hissi olduğunu sandım.Ama yapamadım.İstedim,ama yapamadım.Ben olmaktan çıkamadım. Her yanlışın bir cezası vardır ya.Onarılmak hissiyle yalnızlıktan,senden kaçarken... Aslında onaran sendin farkında olmadan.O yanlışlıklarda olmasa.Bilmiyordun ki neleri onardığını,önemsemedin,umursamadında.Her gidişte karanlığa gömülen kalbim,gelişlerinde güneşe,aydınlığa çıktı."GÜNEŞİM" oldun. GÜNEŞİM KAL... |
|
|
Yazan *$eLaLe*
Tarih: 02.10.2008 05:41:53
Sil
|
Unutulmuyor ki bazı şeyler,heleki paylaşılanlar,sinmişler...İzi kalmışlar.Yaşanmışlıklar... Benim ki dağılmak değil,toparlanmak arzusuyla çırpınmak aslında.Sana bir zil vermek isterdim ve senin hayatında çığlık olduğumu bilmeni isterdim.Her çalışında aklına düşmeyi,velhasıl unutulmamayı istiyorum.Zamanın hoyratlığında yitip gideceğimi bile bile haykırıştan fısıltıya dönüşecek olan varlığım silinmesin diye didiniyorum... Beni bugün düşünen ve düşleyen adamın,ileridede aynı duyguda durmasını bencilce ve şiddetle istiyorum.Ama biliyorum ötelerde saklı duranıyani unutulacağımı... Yanlışları taşımak barıştan,barışsa kabulden geçer.Gerçeği olduğu gibi kabul etmekse devamı sağlardı.Dindirmese bile sustururdu.Ama ben kabullenemedim.Gözyaşlarım sıklıkla akmaz olup,gecelere saklanmaya başladı.Her yastığa baş koymadan önce anımsıyor,yeniden yaşıyorum. İlk günler kabul edemeyecek kadar kötü hisseden kalbim,her şafakta daha az acımaya başladı. Unutulduğumdan mıdır,yoksa kabullendiğimden mi bilmem gün ışığı örtüyor,öteliyor. Yine aynısı olacak,geçecek... ÖYLE DEĞİL Mİ? |
|
|
Yazan *$eLaLe*
Tarih: 27.09.2008 07:47:16
Sil
|
Uykusuz ve uzun bir gecenin sabahındayım yine.Uzun ve senle dolu.Biliyor musun uykusuzluğumuda seviyorum senle dolu diye.Gözyaşlarımıda seviyorum senin için akıyorlar diye. SEVDİM SENİ... sevgilerin en yücesini verebilmek için.Günlerce gecelerce seni düşündüm,hayallerimde yaşattım seni. Sana adadığım yüreğimi sende sev istedim. Seni görüyorum her nereye girersem,her kiminle konuşursam. Yalandan uzak tertemiz bir sevdaya açılan yüreğimi karalara büründürdün.Ama ben siyahıda sevdim senden geldi diye. Bir tek sana yazdım içimdekileri.Biliyordum yokluğunun neler getireceğini,ne acılar çektireceğini aslında.Şimdi acılarımıda seviyorum sana ait diye. Biliyorum sonsuza dek sürmeyecek,acılarım azalacak.Ama sana olan sevdam asla bitmeyecek. Sensiz gecelerde seni düşünerek daha çooook sabahlayacağımı biliyorum.Yalnızlığa gömdüğüm yüreğimi,eserin olan karanlıklarımı bilmeden uzaktan seyredeceksin. Şimdi yalnızlığımıda seviyorum senden geldi diye. Şimdi tek bir gerçek var benim için bildiğim.Dün olduğu gibi,bugün olduğu gibi yarında olacaksın.TEK sen olacaksın hep... En güzel hayallerimde,senin sarhoşluğundan ayılana dek yüreğim TEK sen olacaksın. BEN HER DAİM SENDEYİM... |
|
|
Yazan *$eLaLe*
Tarih: 07.09.2008 17:17:52
Sil
|
Mutlulukların en doyulmazı seninle başlamıştı.Sevgilerin en tükenmezi seninle dolmuştu içime.seninle yaşıyordum aşkların en eskimezini,anıların en unutulmazını... İYİ Kİ VARDIN VE İYİ Kİ TANIDIM DİYORDUM... Herşey senin vazgeçemediklerinle yıkıldı.Senden önce yarımdım,senle tamamlanmıştım.bu kararımla yine yarım kaldım. Bilemedim yokluğunun ne derin acılara gebe olduğunu. Biliyor musun seni tanımasaydım sensiz kalmayacaktım... Ve bu derin acıları yaşamayacaktım... Onca mücadelenin sonucunda oku bu senle dolu satırları ve sor kendine ? SEN BEN SEVDİN Mİ ???? |
|
|
Yazan *$eLaLe*
Tarih: 06.09.2008 05:37:01
Sil
|
Anlamak zorundayım... sabaha kadar bunu söyledikten sonra ağaran günün ışığıyla odamdaki ağır hava gitgide dünden sıyrılıp olması gerekene dönüşmeye başladı.Yıkıntıların arasından yeniden doğmak bu olsa gerekti.KENDİME VARABİLMEK YANİ...Dünün kapanan hesapları arasında en hüzünlü vedayı ettiğim bu gecenin sabahında yeni gün başladı.Benim içinse yeni hayat... YENİ UMUTLARA... |
|
|
Yazan *$eLaLe*
Tarih: 03.09.2008 14:16:46
Sil
|
Denizleri seviyorsan dalgaları da seveceksin, Sevilmek istiyorsan önce sevmeyi bileceksin, Uçmayı biliyorsan düşmeyide bileceksin, Korkarak yaşıyorsan yalnızca hayatı seyredeceksin. Öyle hayat yaşadım ki son yolculukları erken tanıdım. Öyle değerliymiş ki zaman hep acele etmem bundan anladım. Seni sonsuza dek seveceğim...Uzakta olsan bile,sensizliğe mecbursam bile... |
|
|
Yazan *$eLaLe*
Tarih: 01.09.2008 02:13:47
Sil
|
Düşler vardı Zümrüt'ü Anka'nın kanadında iğneli $elale adındaki melek dile geldiğinde,aşk doğacaktı...gün olur barış ederse kendisiyle hikaye sonlanacaktı... $elale'yi ve meleği anlatan yüreğim vardı Kaf dağının zirvesine niyetli Yok oluşu geçtiğim halde,Simurg olmayacaktı... gün olur yeniden uçmayı başarırsa hikaye sonlanacaktı... Düşü ve yüreği anlatan. Seni hep seveceğim...Uzakta olsan bile,sonsuza dek vurgun kalsam bile... |
|
|
Yazan *$eLaLe*
Tarih: 28.08.2008 11:15:31
Sil
|
YOL AYRIMI… Bir vedadan sonra insan kaça parçalanır? Kaç zaman gerekir toparlanmaya? İsyan, ne vakit edilir yazgıya? Aynadaki suratıma en çok gözlerimdeki acıya ağlamıştım az önce. Saçlarım dağılmış, makyajım akmıştı. İçimdekileri dizginlemeye uğraşmıştım… Peki ya gece? Geçmeyeceğini bildiğim karanlık kaplı dört yanım. Ölüm gibi sessizliğe gömülmüş oda, ev, sokak hatta kent… Kimse konuşmuyor, umursamıyor. Herkeste telaş bir yerlere yetişme, kazanma, elde etme uğraşı zaman akıp geçiyor. Verdiğim kararın ardında dik durmaya çalışırken içimdeki ses özleyeceğimi fısıldıyor. Duymuyorum. Avuçlarımla kapatıp avazım çıktığı kadar şarkı söylüyorum. Aklımdaki seslerin hiçbiri beni geri döndüremez. Ondan vazgeçtim ben. Bu gerçek değişmez. Aslında ben değildim. Vazgeçen oydu. Verdiği sözleri tutmadığı gibi… Hep yanımda olacaktı olmadığı gibi… Bir vedadan sonra insan kaça parçalanır? Kaç zaman gerekir toparlanmaya?
|
|
|
Yazan *$eLaLe*
Tarih: 28.08.2008 02:54:52
Sil
|
ALDATMAK… Kötü olan aldatmak mıdır yoksa yakalanmak mı? İtiraf edilmediği sürece her şey yaşabilir mi ya da yok saymak mümkün mü? Kadınlar ve erkek arasında varoluşa denk gelen bu hikâyenin siz neresinde durmaktasınız? Aldatan, aldatılan, yakalayan, yakalanan… Erkek yaptığında haklaştırılan kadın yaptığında neden yaftalanır? Kötü her iki taraf için de aynı değil midir ya da olmamalı mıdır? Yanlış sorulara yanlış cevaplar veriyoruz belki de cevaplarımız doğru lakin yanlış soruları soruyoruz. Neden demeliyiz… Önce kendimize. Akşamdan sabaha gelinmeyecek noktaları sorgularken gene akşamdan sabaha olmayacağını bilmeliyiz. Filmi başa sarmalı, tekrar yaşamalıyız. Bu kez nedenleri sorarak… Gururumuzu incitir aldatılmış olmak hele ki bunu bilmek taşınası ağır yüklerdendir. Aldatan için durum nedir? O uzun zaman bunu taşımış, yalan kuşatmasında saklamış, saklanmıştır zaten. Gücü tükenene dek… Kendinden nefret edene dek… Zor süreçlerin sonunda yaşanan hüsran herkes için aynıdır aslında. Derin bir pişmanlık. Olmaması sizin tercihinizde, tıpkı olması gibi... Güven yıkıldı mı geri gelmesi en zorudur. Yıkmadan önce bir kez daha düşünmek ilişkiyi kurtarır. Haklı çıkaracak nedenler kadar aksine tavır takınmanızı gerektirecekler de vardır. İş ki görmek isteyin… GÜVEN DOLU GÜNLERE... |
|