ŞİİRLER

gozlerıne hapset beni

5.04.2005 12:14:43


Gözlerine Hapset Beni Yalnız mısın benden uzaklarda, ellerin boş mu kaldı bir tanem? Gözlerinden akan yaşlar artık kalbini mi acıtıyor... Kalbinde ki yangını durduramıyor musun? Tıpkı benim gibi sürekli hayallere dalıp düşünüyor musun? Gözlerinin daldığı yerde hayalimi görüyor musun? Peki ya dokunmak istediğinde ellerinin ona hiçbir zaman değemediğini görmek seni yıkıyor mu? Yalnızlık bu kadar kahredici olmamıştı değil mi? Ama biliyor musun bir tanem ben kahroldum, yıkıldım artık... Yalnızlıklarla baş etmek istemiyorum belki de... Belki de hayatım boyunca yalnız kalmışlığın verdiği acıyı bilen biri olarak dayanamıyorum... Bugüne kadar hep gecelere isyan ettim ama artık anladım ki asıl suçlu gündüzler. Artık güneş doğsun istemiyorum çünkü her doğan güneş beni her gün yeniden başlayan üzüntülere itiyor... Her gün doğduğunda gülüyorum ama bu tebessümler beni hayata bağlamıyor. Bende senin gibiyim...!!! Peki neden hata bende olsun... Neden acısını doğan günden çıkarmıyorsun... Neden her seferinde bana yükleniyorsun... Artık acıları sırtıma yüklenemiyorum çünkü taşıyamıyorum...! Ağzımdan çıkan her kelime bir haykırış ama duyanım yok, oysaki ben herkesi duyabiliyorum...! Gözlerimi kapadığımda karşımdaki hayal sensen eğer bil ki akan göz yaşlarım mutluluktan... Yalnızda olsam hayalinle beni şereflendirmen bile yeter... Sana gözlerine hapset beni dedim. Yanaklarından süzülüp dudaklarında biten göz yaşın olmak istedim. Ömrümü kalbinde tüketmek istedim. Ellerimi ellerine kelepçelemek, anahtarını okyanusların dibine gömmek istedim. Olmaz dedin her seferinde, istemedin beni, kalbimi, sevgimi...! Öleyim dediğimde ise sadece güldün çünkü yapacağımı biliyordun. Benden ölmemi isteseydin bu kadar üzülmezdim, bana sensizliği yükledin...! Kapıyı çekip gittiğinde arkandan baka kalmıştım. Hani sana aşkımı ilan ettiğim gündü... Tüm cesaretimi toplamış “seni seviyorum” demiştim, oysaki bana her zaman gülümseyen sen susup kalmiştin, bekledim “bende seni seviyorum” demeni bekledim ama demedin... Bu kadar zor değildi biliyordum ama öğrenmiştim ki “sen beni sevmiyordun.” İşte hayatın acımasızlığı beni de vurmuştu o gün, o gün beni yıkmayı başarmıştı...!!! Hele de evlenip gittiğinde, bu diyardan göçmeye karar vermiştim... ama olmadı işte, bir daha da yapmaya cesaret edemedim. Aradan sekiz sene geçti hala aklımda, kalbimdesin ama biliyorum sen yuvanda, kendi hayatında, benden uzakta yaşıyorsun... Ya sana geri dön dersem, biliyorum şuan benim de güldüğüm gibi sende gülüyorsun... Çaresizliğime ver be gülüm, bana gülme, acıma, üzülme benim için sensizim belki, omuzlarımda inanılmaz bir ağırlığı taşıyorum ama sensizliği taşımak bile güzel be gülüm... Belki bir gün seni görürüm umuduyla yaşıyorum. Sen değil miydin umutlarını kaybetme diyen. Her zaman mutlu olmasını bil diyen, sensiz olmuyor ama en azından seni düşündüğüm zamanlar gülebiliyorum... Yaşadığımız anılarımızda olmasa herhalde kalbim durmuştu şimdiye kadar... Ben sende tutuklu kaldım, kendi hayatımdan çaldım, yedi cihan dolandım, bana mısın demiyor...!!! Sen beni kalbine kilitlemedin belki ama ben seni kilitliyorum... Ömür boyu kalbimin mahkumu olarak yaşayacaksın ve bebeğim en kötüsü sen bunu bilmeyeceksin...!!! AŞK DİLİYORUM SANA Hayatı kendi eliyle yoğurmalı insan, kendi kontrol etmeli.Ne yaşıyorsa istediği için yaşamalı, neyi istiyorsa onu yaşamalı.Aşktır aslolan ve her duygunun üzerindedir, asıl aşkı yaşamalı insan hakkını vererek. Dünyanın en isyankar duygusudur aşk.Hiçbir kuralı tanımaz, hiçbir kural aşkı engelleyemez.Aşıksan senden ve sevgilinden daha önemli başka hiçbir şey olmamalıdır dünyada.Önceliği başka şeylere veriyorsan, kandırma kendini, aşk falan değil senin yaşadığın. Aşk, içinde bulunduğun durumu birden değiştirir.Her şey yenidir artık.Geçmişe dair verdiğin sözlerin, ettiğin yeminlerin dahi önemi yoktur.Aşkı bir takım şartlara bağlayamazsın.”Şu şu şu o zaman bu bu bu olur” demek saçmalıktan başka hiçbir şey değil.Cesurların işidir aşk.Meydan okuyanların işidir.Devrimci bir ruh taşır bu yüzden.Her aşk iki kişilik devrimdir.Bu devrimi yapamayacaksan yeltenmeyeceksin bile aşık olmaya.”Ben bir yandan statükomu korurum, bir yandan da aşkımı yaşarım” diyemezsin.Hep yarım kalırsın o zaman.Hiçbir şey tam olmaz.Ne yeni bir hayata adapte olabilirsin ne de eskisinde kalabilirsin. Seçme işidir aşk, seçeceksin.Sancılar çekeceksin, gecelerce düşüneceksin ama seçeceksin.Yok öyle çekimser kalmak aşkta.Bahaneler uydurup sonra da bu bahanelerin doğruluğuna kendini de inandırıp ne kadar yaşayabilir ki insan? Kimse senin tercihlerine karışmaz ama sen aşkı tercih etmediysen kimsede sorumlu değildir bundan.Aşıksan kendin için aşıksın, kendini mutlu etmek için aşıksın.birilerini mutlu etme adına yaptığın her şey sana mutsuzluk olarak geri dönecek, çaresi yok.Mutlu olmayacağını bildiğin yerde de olmayacaksın o zaman. Güçtür aşk, insana, deli fırtınalara, kasırgalara karşı koyma gücü verir.Reddettiysen aşkı, bu güçten de mahrumsun demektir.Zavallı bir yaprak gibi savrulacaksın her rüzgarda.Bir dalın olmayacak tutunabileceğin.Ve bir gün- üç gün sonra yada yıllar sonra, fark etmez- geriye dönüp baktığında “ne yaptım ben” demek için ne kadar geç olduğunu anlayacaksın. Şimdi yepyeni bir yıl var önünde.Sağlık, mutluluk, para ve başarı dileyecek dostların.Bense aşk diliyorum sana.Ayağının dibine kadar gelen aşkı anlayabilecek kadar güçlü duyguların olsun bu yıl...Olsun ki sen koca bir yılı pişmanlıklar içinde geçirme. Senden hiç ayrılmamak vardı. Zamanı durdurmak, bütün saatleri parçalamak vardı. İsyan içindeydim. Neydi bu çaresizlik? Bizi çepçevre saran bu dört duvar neydi? Bir ara Tanrıyı düşündüm, peygamberleri, dinleri, kitapları düşündüm. Boş inançlarımız mıydı çaresizliği yaratan? O bizim eserimiz miydi? Öyleyse neden bizden büyüktü, güçlüydü? Bunca yıl neyi aramış, kimi özlemiştim? Madem ki benim olmayacaktın neden seni karşıma çıkardılar? Kim yaptı bunu? Bu kötülükler kimin eseri? Tanrının işi yokta bizi mi görsün? Öyleyse kime inanacağız? O kitaplar ki sabırdan bahsediyor. Ama ne kadar? Nereye kadar? O dinler ki duadan bahsediyor. Kime, niçin ve ne zaman? O peygamberler hiç sevmediler mi? Ben sana inanıyorum kitaplara değil. Ben seni istiyorum. Dua değil. Sabır değil. Artık gideceksin , biliyorum, vakit geç oldu. Yatakta izin kalacak, havada kokun ve yastığın üzerinde bir iki tel saçlarından. Telaş içinde giyinmeye başlayacaksın. diyeceğim, düzelteceksin. Dudaklarını boyarken, eğilip ensenden öpeceğim. İçin sevgiyle dolacak. Gözlerin ışıl ışıl < üzülme, üzülme diyeceksin, yine geleceğim.> Ya gelmezsen? Hayır hayır geleceğine inanıyorum. Yine gideceğini bilmek kötü. Dayanılmaz bir şey bu. Hatırlıyorum elini uzattın, dedin ve gittin. Gözden kayboluncaya kadar baktım arkandan, sonra kapıyı kapattım, bir başka kapı açıldı yalnızlığa. Yürüyemiyordum, oturamıyordum. Yattım, uyuyamadım. Sanki yerçekiminden kurtulmuştum, boşluktaydım, ağırlığım kalmamıştı. Elimde, tam nabzımın üzerinde bir saat işliyordu her şeyden habersiz. Çıkardım, duvara çarptım, parçalandı ve durdu. Fakat sadece saatin sesiydi kaybolan. Yoksa zaman ilerliyordu mrb asksexde2005@hotmail.com msg adres1m ask_sexde@mynet.com bekler1m konusal1mm1

Ekleyen/Kaynak: mertcan



Bu bölüme Siir ekleyebilirsiniz. Siir eklemek için tıklayın

Yorumlar [ Yorum Yaz ]

Henüz yorum eklenmemiş
  En Çok Yorumlananlar

  Yeni Siir Ekle

  Yorum Yaz

  Tümünü Listele

| 101 Okey Oyunu | Türkçe Kürtçe Sözlük | Kürtçe Dil Testi |