12.02.2010 14:07:08
yaşadığım memleketim ELBİSTAN da ince uzun bir çarşı yolu vardı
sağ/lı sol/lu dükkanlar sırt sırta vermiş ti duvarlar
bir tarafta kuyumcular diğer farafta sarraflar
anlayacağınız bunlar bir birinden yansıyanlar
göz göze selamlaşanlar dükkan önünde şakalaşanlar
uzadıkça yol yukarıya çehresi değişiyor esnaflar çeşitleşiyor dağınık görünseler de çarşı camietrafında birleşiyor.
karşısın da kunduracı arkasında nalbantcı yanında demirci diğerin de semerci
bir de vardı seyyar yandan ama candan çarkçı
komşuydular iç içe çarşı da keçecisiyle bakırcı terzisiyle berberi
berber deyipte geçmeyin traştan çok çekerdi dişleri
her derde deva şişeler de kan temizleyen sülük/leri
arslanlı çeşmenin yanında dondurmacı tatlıcı karşıda tek ti kalaycı
sıra sıra manifaturacılar eskiciler hurdacılar
her köşede bunulurdu küçücük yerde çaycılar
yokluk içinde çokluğu yaşadık hayata bu çarşıda başladık
varımız yoğumuz/du esnafımız vardı birde dilek sinemamız karşısınsa mecimek çorbacımız hep bir arada tek sokakta otururdu davulcumuz zurnacımız
tamalardı bunları çepeçevre dört duvar havlu/lu han/cı
şimdi yerlerinde yeller esiyor o sıcak köşeler buz kesiyor hayat öylesine acımasız ki zamanla hepsi kaybolup gidiyor.
Ekleyen/Kaynak: gecelerin_gerçeği
Bu bölüme Siir ekleyebilirsiniz. Siir eklemek için
tıklayın
Henüz yorum eklenmemiş
|